Kongre ve Senatodaki temsilciler, partilerin aday gösterdiği aday listeleri aracılığı ile, halk oyuyla dolaylı olarak seçildikleri için, İspanya’nın siyasi sistemi büyük ölçüde demokratiktir. Bu politikacılara, kendi politik görüşlerimiz için güveniyor ve bu yüzden onlarda bu görüşleri temsil etmekten sorumlu oluyorlar.
Peki, bizlerin başka bir adayı tercih etmemizi sağlayan etmen nedir? En basit cevap, fikirlerimizi en iyi şekilde savunacağımızı düşündüğümüz kişileri seçmemiz olurdu. Ama biraz daha derinden bakmaya başlarsanız, aslında o kadar basit olmadığını da fark edersiniz.
Sosyal ve politik psikoloji, oylarımızı etkileyen faktörleri kapsamlı bir şekilde araştırmıştır. Bu çalışmalar, bazı ilginç gerçekleri de ortaya koymaktadır: oy verme istikrarı ve belirli bir parti ile özdeşleşme, bireyin siyasi olarak oy tercihini etkileyen temel belirleyici faktörler olarak görünmektedir. İdeolojinin etkisi, diğer iki faktörle kıyaslandığı zaman, devede kulak kalmaktadır.
Oy verme istikrarı
Oy verme davranışının en önemli yönlerinden biri, zamana yayılan istikrardır. Bir kişi bir siyasi partiye oy verdiğinde, gelecekteki seçimlerde de aynı partiye oy verme eğilimindedir. Bu kalıp, partinin siyasi eğilimleri, adayı veya seçim türü (ulusal veya yerel) ne olursa olsun, aynı kalma eğilimi gösterir.
Çoğu insan oylarıyla tutarlı olsa da bazıları değildir. Peki, bir seçmenin oyunun ne kadar istikrarlı olacağını hangi faktörler etkiler? Çalışmalar, sağ partilere oy veren insanların oylarını değiştirme olasılıklarının daha düşük olduğunu göstermektedir.
Sağ ve sol ideoloji ayrılığından devam edersek, insanların oylarını, en son oy verdikleri seçimlerde sahip oldukları fikirlerine en yakın partileri desteklemelerinin daha kolay olduklarını ortaya çıkmaktadır. Geçen sefer sağcı bir partiye oy verenlerin, bir sonraki seçimde de aynı şekilde hareket etme olasılığı daha yüksektir. Ve aynı durum sola yakın seçmenler içinde geçerlidir.
Bu sonuçlar, siyasal sosyalleşme sürecinin aslında seçmen istikrarının arkasında yatan neden olduğunu göstermektedir. Partideki değişikliklere rağmen, partilerin sadık üyelerini kazandıkları bir süreçtir.
Partinin geleneksel politik ideolojisi, belirli seçimlerde sunduğu özel platformdan daha da önemlidir. Bu politik sosyalleşme süreci, parti aidiyeti olarak bilinen önemli bir kavrama yol açar.
Parti aidiyeti
Parti aidiyeti, birey ve grup kimliği duygusu içerisinde, bir siyasi parti ile seçmenin arasında psikolojik bir bağlantı olarak tanımlanır. Semboller, sloganlar ve grup olayları gibi farklı yöntemlerle partiler, seçmenleri arasında, grup içindeki ideolojik farklılıklardan daha ağır basan güçlü bir birlik duygusu yaratabilirler.
Fakat parti aidiyeti, bir kişinin kendi ideolojisine göre oylarını belirlemede ne kadar önemlidir? 2009 yılında, İspanya’daki siyasi partilerin, seçmenlerin ideolojileri ile ne kadar uyuştuğunu belirlemek için bir çalışma yapılmıştır.
Sonuçlar oldukça şaşırtıcıydı:
- PSOE (İspanyol Sosyalist İşçi Partisi) ve PP (Halk Partisi) seçmenleri ile bu partilerinin ideolojileri, % 50’den daha az bir oranda uyum göstermiştir.
- IU (United Left) seçmeni ile partisinin ideoloji uyum oranı % 61 oranında çıkmıştır.
Bu, belirli bir partinin seçmenlerinin, parti tarafından desteklenen birçok ilgi alanını ve ideolojiyi bile paylaşmadığını gösteriyor. Böyle bir durumda, bir seçmenin bir parti ile kendini eşleştirmesi nasıl mümkün olabilir?
Cevap, insanların diğerleriyle empati kurmasını sağlamak için kullanılan güçlü propaganda mekanizmalarında yatmaktadır. Bu yöntem, seçmenlerin belirli bir gruba ait olduklarını hissetmelerini sağlarlar. Nihayetinde, bu mekanizmalar, gelecek seçimlerde parti oylarını garanti altına alır.
Oy vermek vatandaşlık görevimizdir
Seçmen ideolojilerinin her zaman Kongrede, Senatoda, hatta başkanlık makamında bile temsil edilememesi şaşırtıcı bir sonuçtur. Çalışmalar, partilerin, bireyleri bir şekilde ele geçirdiği ve bir grup kimliği duygusu yarattığı bir politik manzaraya işaret etmektedir. Ve bu durum aslında, bir siyasi partiyi desteklemekten daha ziyade, bir spor takımını tutmaya benzer. Bu durum, aslında kendi bileşenlerini temsil etmeyen bir Kongre’ye dönüşüyor. Bu nedenle, çıkarları için en doğru politikalar her zaman yürürlüğe konulamayabilir.
Siyasi eğitim, şüphesiz bu durumu değiştirmek için kullanabileceğimiz en iyi araçlardan biridir. Hepimiz politika ve yasaları nasıl anlayacağımızı ve bizi nasıl etkilediğini öğrenmeliyiz. O zaman bir sonraki seçim döneminde, daha eleştirel bir göz ile toplumsal olaylara bakabiliriz. Seçilmişler, kampanya vaatlerini yerine getirmedikleri / getiremedikleri zaman, bir cevap vermeleri konusunda daha cesaretli oluruz.
Siyasi önlemler nadiren ani bir değişime yol açsa da, bir ülkeyi belirli bir yönde belirledikleri için hala önemlidirler. Demokrasi ve evrensel oy hakkı elde etmek, yüzyıllarımızı ve birçok insanın hayatını aldı. Bu düzenin düzgün bir şekilde çalışabilmesi için, her vatandaşın aktif ve akılcı bir yapı ile demokrasiye katılımı gerekir. Siz, ben ve oy kullanma hakkı olan herkes.
Kaynak: “Oy Verme Şeklinizi Hangi Faktörler Etkiliyor? İspanya’daki Durum”
https://aklinizikesfedin.com/oy-verme-seklinizi-hangi-faktorler-etkiliyor-ispanyadaki-durum/