Hayatım boyunca, hayatın her alanında çok çok önemsediğim kelebek etkisi denen bir şey vardır. Kısaca bahsedecek olursak; kelebek etkisi, ilk kez 1963 yılında Edward N. Lorenz’in, bilgisayarda hava durumuyla ilgili hesaplar yaparken bulduğu bir teoridir.
Kelebek etkisi teorisi; kısaca, doğrusal olmayan sistemdeki küçük bir değişimin sonraki aşamalarda büyük değişikliklere neden olabileceğini söyler. Hani şu, “Amazon Ormanları’nda bir kelebeğin kanat çırpması, ABD’de fırtına kopmasına neden olabilir.” sözünün kaynağı da bu teoridir.
Peki, neden kartal etkisi, güvercin etkisi, arı etkisi, sinek etkisi denmemiş de kelebek etkisi denmiş, hiç düşündünüz mü?..
Çünkü kelebekler aşırı hassas canlılardır, en iyi niyetle, en sevgi dolu şekilde bile olsa, en küçük dokunuşunuz kelebeklere zarar verir. Zarar gören kelebek kanat çırpamaz, kanat çırpamazsa bütün evrenin enerjisi, iradesi, şekli, gidişatı değişir. Bu yüzden dokunmaya kıyamazsınız, zarar görür diye korkudan dokunamazsınız da ondan.
Cumhuriyetin, halkın, partinin her bir neferi çok seçkin, çok değerli birer kelebektir ve bu kelebeklerin dokunulmazlığı vardır. Bir tek üyenin iradesini değiştirmenin veya yok saymanın, bir devletin yıkılmasına, bir ülkenin kaybedilmesine, bir milletin yok olmasına neden olabileceği ihtimalini algılamış, anlamış bir insan, mahalle delege seçimi ile başlayıp, ilçe ve il kongreleri ile devam eden ve kurultayla biten süreçte, bir tek üyenin iradesine dokunamaz.
“Hakimiyet bilâ kayd-u şart Milletindir.”
Mustafa Kemâl ATATÜRK
Seçimle gelinen her mevki ve makama aday gösterilecek olan arkadaşlarımızı ön seçimle ve çarşaf liste ile belirler. Anahtar liste yapmaz. Oy kullanacak hiçbir üyeye, rüşvet vermez, rüşvet teklif etmez, baskı veya şantaj yapmaz, hiçbir üyeyi tehdit etmez.
Tam tersine, bir tek üyenin iradesini bile; dokunulmasını, değiştirilmesini, yok sayılmasını önlemek için korur, kollar, gözetir, gerekirse mücadele eder. “Tam Demokrasi İçin Hür İrade” yi en ince ayrıntısına kadar, sonuna kadar savunur.
Bu nedenle Atatürk’ün partisinde, Mustafa Kemâl’in askerleri birer kelebek gibi korunmalı, kollanmalıdır.
Dokunulmaz olmalıdır.
Yücel BİNİCİ