sana babasız çocukluğumu bırakıyorum kızım
inşaat köşelerinde tükenen amele çocukluğumu

umutsuz gelecek için parasız yatılı öğrenciliğimi
on dördümde iftiraya kurban siyasi mahpusluğumu
baba mirası yoksulluğumun katlettiği üniversitemi

sana kalleşlikle kirletilmiş imha edilmiş tapınağımı
tapınağımın kendini azletmiş paraperest tanrıçasını
o uzlaşmasız
acımasız
kin heykelini

sana yapayalnızlığımı bırakıyorum kızım
sana sırtımda birikmiş hançerleri

sana bir ömür süren yoksulluğumu bırakıyorum
ey yüreğimin en gerçek sevdası

bilmenin ve görmenin acısını
sevgisiz bitmiş ömrün öyküsünü
canımdan kopartılmış babalık türküsünü

doldurulup bana doğrultulmuş namlu
bedenimde taşıdığım tek gerçek inci
hiçliği bırakıyorum sana
yokluğu bırakıyorum

sana insanlığımı
kendi aşkımdan sürgünlüğümü bırakıyorum

yüreğimin ve beynimin sonsuz özlemi
ömrümün en büyük yoksunluğu
kızıma hasretimi bırakıyorum sana
babana hasreti bırakıyorum

biliyorum
ancak sen anlarsın
babasız bir babanın
babasız kızına bıraktığı serveti

yücelbinici