1968’ler. Yazılı tarihin en barbar asrının en umutlu, en ışıklı, en cesur günleriydi. Coşkun bir devrimci dalganın bütün dünyayı sarstığı, onlarca ülkede milyonlarca insanın ayağa kalkarak, “Gerçekçi ol, imkânsızı iste,” diye haykırdığı günlerdi…1

Böyle bir dünyada, Denizler de özgürlük bayrağını Türkiye’de yükseklere taşıdılar. ABD’ye, NATO’ya, yurtlarını yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekmek isteyenlere en iyi cevabı eylemleriyle, yürüyüşleriyle, cesaretleriyle verdiler. 1

Ve egemenler, bu özgürlük kabarışının intikamını 12 Mart karanlığında üç gençten çıkarmak istediler. Somut hiçbir yasal dayanak olmadan Deniz’i, Yusuf’u, Hüseyin’i ve nice arkadaşlarını idamla yargılayıp, “Asalım, asalım!” çığlıklarıyla darağacına göndererek özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini boğmaya çalıştılar… 1

“Öyle bir an vardır ki, bir can, bir duygunun simgesi olur. Bütünleşir o duyguyla. Anlamı derinleşir. Ölümle ikiye bölünmek istenen bir şeydir bu. Kimisi yaşatmanın saflarında kenetlenir, kimisi öldürmek için pusuya yatar; en karanlık yollarını arar can almanın. Tarih böyle oluşagelmiştir. Bir bakıma yaşama arzusuyla, ölümün çarpıştığı yerdir dünya. Toplum yasalarının anlamı da bunun içinde düğümlüdür. Kimisi o düğüm çözülmesin ister; kimisi çözülsün düğüm, toplum ferahlasın diye, can vermeyi göze alır…”2

“Sinsiliğin, çıkarın, acının, açlığın, acımasızlığın, korkaklığın, bencilliğin, açgözlülüğün, kalleşliğin, sömürünün kol gezdiği bir dünyada her gün binlerce bebek doğmakta. Şefkate, merhamete, doymaya muhtaç; çıkarsız, dürüst bir titreyiş taşıyan çocuklar. Ve onların büyük kesimini açlık beklemektedir; kalleşlikler, acılar, sömürü… Ve içlerinden bazıları düşünmeye başlar. Düşünür ve düşündükçe yiğitlenir, korkusuzlaşır, bilinçlenir… Eğilir halkının acılarına. Umut verir…”2

“Halkın umudu bir nehre benzer. Ve o nehri besleyen sular vardır. İşte ölüm arayıcılar, bu nehrin önü kesilsin isterler; önü kesilen nehir derinleşir, taşar; kurusun isterler bu nehir, sularını gözbağında bulandırırlar, fakat bakarlar ki, dağ su olur, gözyaşı irileşir, dağlaşır; nehre doğru yuvarlanır. Dağ diplerinde ve dağ diplerini omuzlaya omuzlaya köpürür gider o nehir…”2

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1. https://www.bkmkitap.com/daragacinda-uc-fidan?gclid=CjwKCAjwhMmEBhBwEiwAXwFoEbOlGkuB81QNO2n8cruNCLh9aSY_aZVRCSRs3BDar2o1F1waiRxtBBoCHe4QAvD_BwE

2. https://bilgi24.com/nihat-behram-daragacinda-uc-fidan-pdf-indir/