1. Kimyamız tuttu:

Çok sıkça kullanılan bu laf, aslında bir kadın ve erkeğin farklı bağışıklık sistemine sahip olmasından başka bir şey değil. İçgüdüsel olarak türümüzü devam ettirmek, aşkın bilinçaltındaki tek nedeni. “Varolma Mücadelesi” denilen kavrama göre, doğacak bebeğin hastalıklara yenik düşmemesi için güçlü bir bağışıklık sistemine ihtiyacı var.

Annenin bağışıklık sistemi grip, sarılık gibi hastalıklara dayanıklıyken babanınki örneğin kas hastalıklarına dayanıklı olmalı ki, bebek her iki açıdan da korunsun. Biz farkında olmasak da karşı cinsin salgıladığı hormonları ayırt eden burnumuz, onun bağışıklık sisteminin farkına varıyor ve birdenbire aşık olabiliyoruz.

2. Babanın kokusu etkiliyor:

Chicago Üniversitesinden Dr. Martha McClintock, yaptığı araştırmalarda kadınların en çok babası gibi kokan erkeklerden etkilendiğini ortaya çıkarmış. Babasına benzer kokan bir erkekle genlerinin uyumlu olacağı kanısına varan kadın beyni, doğacak bebeğin gen uyumunun mükemmel olması için aşk hissine kapılmamızı sağlıyor.

3. Elmanın diğer yarısını arıyoruz:

Ana rahmindeki ceninin ilk dönemlerinde hem kadın hem erkek organına sahip olduğu gerçeğinden yola çıkarak Sigmund Freud, bireyin kendini bütün hissetmesinin ancak karşı cinsten biriyle beraber olduğunda gerçekleşeceğini söylüyordu. Kabala ve budizm gibi inançlara göre de kadın ve erkek aslında bir yaratılmış bir varlıktı.

Kadın iç enerjiyi, erkek ise dış enerjiyi sağlıyordu. Dünyaya bir can getirme yeteneği verilen bu varlık ikiye ayrılmak zorunda kaldığından beri karşıtını arıyor. İşte bu yüzden zıt kutuplar birbirini çekiyor. Telaşlıysak, bizi sakinleştirecek ağırbaşlı birine aşık oluyoruz.

4. Aşkın tuzu biberi heyecan:

Vücudumuz bazı farklı olaylara aynı tepkileri veriyor. Örneğin, Bungee jumping yaparken salgıladığımız adrenalin ve dopamin hormonunu aşık olduğumuzda da salgılıyoruz. İşte bu yüzden karşı cinsle nasıl tanıştığımız çok önemli. Dalış ya da kayak yaparken veya tehlikeli bir anda yanımızda olan birine bu hormonların etkisiyle aşık olabiliyoruz.

5. Parfüm yanıltıyor:

Vücudumuzun doğal kokusunun aşık olmadaki payının bu kadar büyük olduğunu öğrendikten sonra parfüm kullanmak istemeyebilirsiniz. Ünlü antropolog ve aşk uzmanı Helen Fisher’a göre, parfüm ve makyaj gerçek özelliklerimizi kapattığı için doğru insanı bulmamızı engelliyor. Ten rengimiz, doğal kokumuz özellikle de dudağımızın pembesinin tonu karşı cinsi kendimize çeken özelliklerimiz.

Bern Üniversİtesi’nde yapılan terli tişört araştırmasında kadınlara erkeklerin terli tişörtleri koklatıldı ve hangisini tercih ettikleri soruldu. Sonrasında fotoğrafı gösterilen erkeklerden beğendikleri erkek, tişörtünü tercih ettiklerinden başkası değildi.

Aynı araştırma, aynı kadınlar üzerinde aynı erkeklerin bu sefer farklı parfümler sıkılmış tişörtleri ile yapıldı ve fotoğraf eşlemesi gayet uyumsuz oldu. İşte bu yüzden, Helen Fisher’a göre, ilişkilerin uzun sürmemesinin nedeni kozmetikle farklı özelliklere bürünüp, hayatımıza yanlış kişileri çekmemiz.

6. Ayna etkisi:

Birinden hoşlandığımızda farkında olmadan onun yaptığı hareketleri yapmaya başlarız. Karşımızdaki saçını düzelttiyse birkaç saniye sonra biz de saçımızı düzeltiriz. Bu da ilgimizin boş olmadığını ve empatinin güçlü olduğunu gösterir. Bizi anlayan, bizim gibi düşünen birine aşık olmak ise an meselesi haline gelir.

7. Angelina dudakların sırrı:

Erkekler, kalın dudaklı kadınlara aşık olduklarını sanıyorlar çünkü dudak vajinaya benzerliğiyle seksi, yani üremeyi çağrıştırıyor.

8. Aşkın vesikalığı:

Aşkın da fotoğrafı çekilir mi demeyin… Londra Üniversitesi’nde manyetik dalga tekniği sayesinde aşık insanların beyinlerinin görüntülerinin alındığı araştırma sonuçları çok şaşırtıcı. Beyindeki görüntü, gözle görülür parlama ve ışık saçma, yani enerji birikimi olarak beliriyor. İşin ilginç yanı bu görüntü, kokain kullanan bir insanın beyniyle benzerlik gösteriyor. Aşkın uyuşturucu etkisi aynı türden haz ve mutluluk sağlıyor. İnsan beyninin depresyonla ilgili olan bölümü ise aşık insanın beyninde tamamen pasif ve karanlık kalıyor.

9. Kaçan balık büyük olur:

Balık kaçınca, erkeklerin avcı genleri, kadınların İse kendilerini ispatlama kaygıları su yüzüne çıkıyor. Aşk zorlaştıkça kıymeti bilinen bir duygu olduğu için elde edemezseniz normalde aşık olmayacağınız bir insana bile aşık oluyorsunuz.

10. Al yanaklarımdan sen suçlusun:

Hoşlandığımız birinin yanında yüzümüzün kızarmasının ve ellerimizin titremesinin karşı tarafın da bilinçaltında bizim gibi düşünmesini sağlamak için vücudun gönderdiği sinyaller olduğunu biliyor muydunuz? Çiftleşmeye hazır kuşların tüylerini kabartması gibi biz de aşka hazır olduğumuzu gösteriyoruz. Karşı cinsin ilginizi anlayıp, bir adım atmasını istiyorsanız, bir dahaki sefere kızardığınızı saklamaya çalışmayın.

11. Sen benim gözümde en büyüksün:

Aşık insan, sevdiğini öyle olmadığı halde herkesten üstün görür. Ünlü feminist yazar Virginia Woolf’un dediğine göre, “Kadınlar, asırlarca erkekleri olduklarından büyük gösteren aynayı ellerinde tutmanın lezzetli ve büyülü gücü sayesinde arzu objesi haline geldiler.” İşte, fiziksel görünümünü hiç beğenmesek de bizi iyi hissettiren, kendimize güvenimizi yerine getiren insanlara aşık olmamızın nedeni bu kadar basit.

12. Egomuz görevde:

İnsan her şeyden önce en çok kendine aşık olan bir varlık. Ne kadar inkar etsek de hepimizin içinde biraz narsistlik var. Sonuçta, yine de kendimizden vazgeçemeyip fiziksel olarak bize benzeyen İnsanlara aşık oluyoruz. İngiltere’deki St. Andrevvs Üniversitesinde Dr. Elizabeth Cromvvell bir araştırma yapmış.

Bu araştırmaya katılanların fotoğrafları, üstünde oynanıp karşı cinsten birinin fotoğrafı haline getirilip birçok başka karşı cins fotoğrafı arasına karıştırılmış. Tekrar aynı kişilere gösterildiğinde yüzde 91’i en etkilendikleri insan olarak kendi fotoğraflarını göstermiş.

13. Reddedilmenin çekim gücü:

En ünlü davranış bilimcilerinden Alfred Adler’e göre, reddedilen kişinin egosu kendini toparlamak için amansız bir takibe başlıyor. Madonna’nın biyografisinde yazdığı bir cümle de bunu kanıtlıyor: “Reddedilmek en güçlü afrodizyaktır.”

14. Sen beni koru, ben sana bakayım:

Hiç tipiniz olmayan bir erkek maço tavırlarıyla aşkınızı kazanabilir çünkü bilinçaltınızda sizi koruyacağını kanıtlamıştır. Erkekler ise fiziksel özelliklerini beğenmedikleri anaç bir kadına aşık olabilirler çünkü bu, ona en iyi şekilde bakılacağının kanıtıdır.

15. Daha fazlasına duyulan özlem:

Aşkın en büyük sırrı hedef kişinin yanından hep ona doyamamış olarak ayrılmak. Bir öpücük öncesi belli belirsiz birbirine değen dudaklar asla tam anlamıyla değmezse, hormonlar tam gaz göreve başlayıp, bir sonraki buluşmaya kadar aşkımızın öznesini düşündürür. Sonuç: Bilim adamlarının “Hormonsal Bağımlılık” dedikleri farkında olmadan birine bağımlı olmamız.

16. En uzun bacaklı kadının şansı:

Erkekler, uzun bacaklı kadınları her zaman için daha çok arzuluyorlar çünkü bebeğin rahimdeki yaşam şansı uzun boylu kadınlarda daha fazla.

17. Ah o çapkın gülüş:

Dikkatinizi bile çekmeyen biri gülümsediği anda ne olduğunu anlamadan aşık olabilirsiniz. Psikologlara göre bir kişiyi hedef alarak kalabalığın içinde sadece ona özel olarak bir gülüş fırlattığınızda, bunu hisseden kişi dopamin hormonu salgılamaya başlıyor ve aşık olduğu hissine kapılıyor.

18. Jennifer Lopez kalçaları, Brad Pitt göğüsleri:

Bir kadının doğurganlığını kalçalarının çıkıklığı, bir erkeğin sekste sağlamlığını ise göğsü gösteriyor. İşte aşk için iki temel neden daha.

19. İçinizdeki çocuğun sesi:

Küçükken seyrettiğiniz filmler, örnek aldığınız komşu abla ya da ailenizin size davranışı ilerde kime aşık olacağınızı belirliyor. Babanızın eve uğramaması sizi üzmüşse, evcimen bir erkek gördüğünüz anda aşık olabilirsiniz.

20. Cesur kadının zaferi:

Victor Hugo yıllar önce “Erkekte aşkın ilk belirtisi çekingenlik, kadında ise cesarettir” dediğinde erkeklerin doğasını çözmüş oldu. Ne istediğini bilen ve dile getirmekten çekinmeyen kadın, erkekte aşk alarmları çaldırıyor.

21. Göz göze temas:

Göz teması hayvani bir içgüdüdür. Yakınlaş ya da kaç emrini verir. Hoşlandığınız birinin karşısında göz bebekleriniz büyüdüğü için ona gizliden gizliye yaklaş yani aşık ol emri vermiş olursunuz.

22. Gizem aşkın ateşi:

Sırlarla dolu biri çözülmeye hazır bir bulmaca gibi ilgi çeker. Karşı cinsten birinin gizlerini ortaya çıkardıkça onu fethedebileceğimizi sanırız, bu arada da farkında olmadan aşık oluruz. Voltaire’in de dediği gibi “Baştan çıkartmak yetmez, fethetmeyi bilmek gerekir.”

23. Bebek yüzlü aşkım:

Her kadının içindeki annelik dürtüsü korunmaya muhtaç gibi gözüken erkeklere aşık olmamızı sağlayacak etki. Kırılmaktan korkan kadınların da neden melek yüzlülere aşık oldukları da ortada.

24. Lolita tutkusu:

Yukardaki maddenin tam tersi erkekler için de geçerli. Dominant olmayan ve onu kırmaya gücü yetmeyecek lolita tiplerin cazibesinin sırrı da burada yatıyor. Oedipus kompleksi de bu tutkuyu körükleyen itici kuvvet rolünde.

25. Gizli kahraman “oxytocin”:

Gözden ırak, gönülden ırak sözü çok doğru. Birine ne kadar çok dokunursak, sarılırsak vücudumuz o kadar çok “oxytocin” yani “bağımlılık hormonu” salgılıyor. Aşkın uzun süreli olmasını da bu hormon sağlıyor.