Hepimiz bu yollardan geçmişizdir. Konu aşk acısı olunca ödenen bedeller de pahalı olabiliyor. Acı verici bir ayrılık depresyona, özgüven kaybına ve etrafımızdakilere duyduğumuz güvenin azalmasına neden olabiliyor.
Aslında tüm dünyaya bakış açımızı bir anda değiştirebiliyor. Eğer kendimize dikkat etmezsek kalıcı hasarlar da bırakabiliyor.
İşin kötüsü bu acı hissi dallanıp budaklanabiliyor ve hiç geçmeyecekmiş gibi geliyor.
Peki, aşk acısı vücudumuza nasıl bir zarar veriyor biliyor musunuz?
Uykusuzluk
Aşk acısı ve uykusuzluk ayrılmaz bir ikilidir. Uykusuzlukla ilgili geçmişte sorunu olmayanlar bile bu durumdan muzdarip olurlar. Bütün gece uyumayıp ayrılığınızı düşünürsünüz. Vücudunuz yorgundur ama zihniniz ve ruhunuz bir türlü uykuya dalmanıza izin vermez. Uykusuzluk depresyon ve kaygı bozukluğuna yol açabilir. Ayrıca yüksek tansiyon ve kalp krizi gibi hastalıkların ortaya çıkma riskini de arttırır.
Sindirim sistemi sorunları
Ya iştahınız kesilir ya da kendinizi yemeğe verirsiniz. Mide bulantısı, hazımsızlık, karın ağrısı ve kramplar yaşayabilirsiniz, daha da ileri gidip ülser olabilirsiniz. Duygusal travmalar genelde en çok bağırsakları etkiler. Bu durum özellikle kendini ifade edemeyen veya hislerini içine atan kişiler için daha da geçerlidir.
Zihinsel yavaşlama
Stres, uykusuzluk ve duygusal karmaşa beynin yavaşlamasına neden olabilir. Odaklanmakta veya bir işi bitirmekte zorluk çekebilirsiniz. Kendinizi normalden daha yavaş hissedebilirsiniz, sanki aklınız beş karış havada gibidir. Böyle durumlarda uyku düzenine ve iyi beslenmeye dikkat etmelisiniz. Vücudunuz ve kalbiniz iyileştikçe, zihniniz de eski hızına dönecektir merak etmeyin.
Hastalıklara açık olmak
Aşk acısı nedeniyle oluşan aşırı stresin bağışıklık sistemini güçsüzleştirdiği kanıtlanmıştır. Kalp kırılgan olunca vücut da kırılganlaşır. Sanki kendinizi yeteri kadar kötü hissettiğiniz yetmiyormuş gibi güçsüz bir bağışıklık sistemi de sizi mikroplara, hastalıklara ve hormonal düzensizliklere açık hale getirir.
Baş ağrısı
Her türlü baş ağrısının stresten kaynakladığına ya da stresin ağrıyı tetiklediğine inanılmaktadır. Sürekli aynı şeyleri düşünmek, yorgun bir zihin ve uykusuzluk da buna katkıda bulunur. Depresif bir ruh haline kötü beslenme, egzersiz yapmama ve uykusuzluk da eklenince baş ağrısı kaçılınmazdır.
Fiziksel kalp ağrısı
Boşuna “aşk acısı” denmiyor buna çünkü kolunuz ya da bacağınız kırılmış gibi acı verebiliyor. Göğüs ağrısı fazla stres durumunda en sık görülen tepkilerden biridir. Bu ağrı bıçak saplanması, baskı hissi, gerilmesi hissi, kalbin pırpır etmesi veya çarpıntı şeklinde görülebilir. Neredeyse kalp krizi geçiriyormuş gibi bile hissedebilirsiniz.
Toparlanıp kendinizi geldikten sonra, her şey yolunda gözükse bile aşk acısını yaşamadan önceki halinize dönmeniz zordur. Aşk acısını tamamen tedavi edemeyiz. Eski halimize geri dönemeyiz. Ama onun yerine kendimizi yeniden yaratabiliriz. Daha güçlü, daha güvenli, daha fazla empati kurabilen bir insan haline gelebiliriz.
Aşk acısı yüzünden kendinizi bırakmayın, kendinize iyi bakın. Belli mi olur belki de bir gün o aşk acısını yaşadığınıza mutlu olacaksınız
Reyhan Tanrıöver
www.hayatbilgileri.com