Tarih

Yapılan araştırmalara göre, Nepal’in bilinen ilk tarihi, MS 4. yüzyılda, küçük Hint prensliklerinin kurulmasıyla başlamıştır.

Nepal topraklarında yer alan bu küçük prenslikler 18. yüzyılın ortalarına kadar mevcudiyetlerini devam ettirmişlerdir. 1769 yılında ilk defa bu prensliklerden biri olan Gurkalar, Nepal topraklarını kontrol altına aldılar. İlk Gurka şahı Pritvi Narayan, Katmandu bölgesini ele geçirdikten sonra Nepal’de Gurkaların altın devri yaşandı. Narayan’dan sonra yerine geçen çocukları, Nepal topraklarını, batıda Sutley Nehrine, güneyde Ganj Ovasına ve kuzeyde Tibet’e kadar genişlettiler.

nepal-tibet

Yakın Çağ

1814-1816 yılları arasında İngilizlerle yapılan savaşlar, Gurkaların mağlubiyetiyle neticelendi. Bundan sonra 1846’ya kadar ülke, soylu ailelerin mücadele alanı haline geldi. Bu tarihte Rana ailesi, diğerlerine karşı üstünlük kurdu. Nepal, 1951 yılına kadar bu ailenin kontrolünde kaldı. Aynı yıl Şah ailesinin üyesi olan Kral Tribhubana, ülke idaresini ele geçirdi ve kabineli hükümet sistemine geçti. Meşruti monarşi ilan etti. Ölümünden sonra yerine geçen oğlu Mahendra, ülkede büyük değişiklikler yaptı. 1962 yılında yeni anayasa ilan edildi. 1972’de Mahendra’nın ölümüyle yerine oğlu Birendra kral oldu. Kral Birendra Panchayat sistemini devreye soktu. Bu sistem partisiz bir anayasal sistemdi.

1979’da ortaya çıkan rejim karşıtı hareketler ve öğrenci ayaklanmalarından sonra Birendra 1980’de rejimi referanduma götürdü. Referandum sonucu Birendra’nın Panchayat rejimi ayakta kaldı. 1990’da Birendra iktidar tekelini gevşeterek parlamenter sisteme geçilmesini kabul etti. Böylece çok partili hayata geçilmiş oldu. Mayıs 1991’de seçimler yapıldı. Nepal Kongre Partisi 205 sandalyeden 110’unu kazanarak hükümete geldi.

aa

Şubat 1996’da Maocu partilerden biri yeni bir demokratik halk cumhuriyeti kurmak için Maocu devrim stratejisi olan gerilla savaşı (people’s war) başlattı. Böylece Nepal İç Savaşı başlamış oldu. Prachanda olarak bilinen Pushpa Kamal Dahal isimli isyan lideri beş bölgede isyanı başlattı: Ropla, Rukum, Jajarkot, Gorkha ve Sindhuli. Maocular birçok bölgede geçici halk hükümeti kurdular.

Haziran 2001’de Prens Dipendra, kraliyet ailesinden, içlerinde Kral Birendra ve Kraliçe Aishwarya’nın da olduğu 11 kişiyi katletti ve sonra da kendini öldürdü. Kralın ölümüyle Birendra’nın kardeşi Gyanendra saltanatı devraldı. Bu esnada Maocu isyan kızışıyordu ve Ekim 2002’de Kral geçici olarak hükümeti feshetti ve kontrolü altına aldı. Bir hafta sonra farklı bir hükümet atadı fakat ülke sivil savaş sebebiyle istikrarsızdı.

İstikrarsız hükümetler ve Maocuların Katmandu’yu kuşatması yüzünden, Krallığa yönelik destek azaldı. 1 Şubat 2005’te Gyanendra, hükümeti feshetti, tüm güçleri elinde topladı ve olağanüstü hâl ilan etti. Politikacılar ev hapsinde tutuldu, telefon ve internet hatları kesildi ve basın özgürlüğü ortadan kaldırıldı. Kral yeni rejimin isyancıları bastırmak amacında olduğunu ileri sürüyordu.

Şubat 2006’da yerel seçimler yapıldı fakat büyük partiler seçimi boykot ettiler. Nisan 2006’da grevler ve sokak gösterileri Kral’ın parlamentoyu tekrar kurmasına yönelik olarak Başkent Kathmandu’da baş gösterdi. Kral bunun üzerine iktidarı siyasi partilere geri vermeye söz verdi. 28 Nisan’da parlamento yeniden toplandı ve başbakan atandı. 10 Haziran 2006’da parlamento Kral’ın yetkilerini sınırlayarak yasaları onama yetkisini elinden aldı. Bu sıralarda Maocularla hükümet arasında barış görüşmeleri de başlamıştı.

12 Haziran’da Nepal’in oldukça sert olan terörle mücadele yasası kaldırılarak, birçok Maocu gerillanın serbest bırakılması sağlandı. 18 Haziran’da Maocu hareketin lideri Prachanda Katmandu’da hükümetle görüşerek yakın zamanda kurulacak olan geçici hükümette kendilerine yer verilmesi yönünde söz aldı. Kasım 2006’daki antlaşmayla 1996’dan beri süregelen ve 13.000 insanın ölümüne sebebiyet veren iç savaşın bittiği açıklandı. Ocak 2007’de yeni parlamento kuruldu ve Maocular sandalyelerin 4’te 1’ini alarak temsil hakkı kazandılar. Bundan sonra hükümet krallığın yetkilerini sınırlamak suretiyle demokratikleşme sürecini başlattı. Fakat Eylül ayında Maocular, hükümetin krallığa karşı demokratikleşme sürecinde elini ağırdan aldığı gerekçesiyle hükümetten çekildiklerini açıkladılar.
Uzun tartışmaların ardından Nepal’de geçici anayasa üzerinden bir anlaşma sağlanmış ve 10 Nisan 2008’te Anayasa Meclisi seçimleri tamamlanmıştır. Anayasa Meclisi seçimlerinde ezici biçimde galip gelen Maoistler, Nepal Kongre Partisi ve NKP(BML) ile Anayasa Meclisi’ni oluşturmuştur. 28 Mayıs 2008’te düzenlenen ilk Anayasa Meclisi toplantısında daha önce geçici anayasada kararlaştırıldığı üzere monarşi yıkılmış ve Federal Demokratik Nepal Cumhuriyeti kurulmuştur.

İklim ve Coğrafya

Nepal iklimi, yüksekliğe bağlı olarak değişiklikler gösterir. Yükseklere çıkıldıkça iklim daha sertleşmektedir.

Katmandu civarında yazları sıcak olup, kışları soğuk ve sert olmaktadır. Tarai ve merkezdeki dağlık bölgelerde de yaz ayları oldukça sıcak geçmektedir. Ülkenin doğusu ve batı kenarı muson rüzgarlarının etkisinde, özellikle yaz aylarında bol yağış almaktadır. Yıllık yağış miktarı Tarai bölgesinde yaklaşık 2500-3800 mküp kadar olurken, Batı tepeler bölgesinde bu rakam 1200-1900 mküpe kadar düşmektedir. Ülkenin en sıcak bölgesi olan Tarai’de bazan 54°C’ye kadar çıkabilen anormal sıcaklıklara da rastlanabilmektedir.

Coğrafya

Büyük Himalaya Dağlarının hemen güneyinde, 25°25’-30°17’ Kuzey enlemleri ve 80°6’-88°14’ Doğu boylamları arasında yer alan Nepal’in, 147.181 km2lik toprakları, yaklaşık olarak bir dikdörtgen şeklindedir. Nepal, başlıca üç büyük bölgeye ayrılır: Tarai, Orta Tarai ve Dağlık Bölge.

Tarai bölgesi, ülkenin güneyinde ve Sivalık Dağ Silsilesinin eteklerinde yer alır. Ganj Ovasının bir uzantısı şeklindedir. Orta Tarai Sivalık ile Mahabharat Lekh Dağ Silsileleri arasında yer alır. Bu bölgenin en önemli özelliği; bataklıkların, tepelerin ve vadilerin bol miktarda mevcut olmasıdır. Ülkenin % 65’ini teşkil eden Dağlık Bölge ise Mahabharat Lekh ile Himalayalar arasındadır.

Büyük Himalaya Dağları, Nepal’in kuzey sınırı boyunca, 7600 metrenin üstünde yüksekliğe sahip, 23 zirve ile ülkeyi kuzeye karşı örter. Bu zirvelerin içinde en önemlisi 8.848 m ile dünyanın en yüksek noktası olan Everest Tepesidir. Ayrıca Lhotse, Makdu, Cho Oyu, Manasulu, Annapurna ve Dhaulagiri diğer önemli zirveleridir. Doğudan batıya uzanan ülke dağ silsilesini, kuzeyden güneye kesen üç büyük nehir sistemi vardır. Kamali, Sapt Gandaki ve Sapt Kasi. Her üçü de Tibet’ten doğan nehirler, Nepal için ekonomik ve stratejik açılardan çok önemlidir.

Kültür ve Sanat

Nepal’in etnik yapısının büyük bir bölümünü Moğollar ve Hint-Avrupa grubu halklar meydana getirir.

Konum itibariyle Tibet ve Hindistan arasında bulunması, bu bölgelerden gelen göçlerin, Nepal topraklarında son bulmasına sebep olmuştur. Mevcut kabile ve kast sistemi sebebiyle insanlar, küçük topluluklar halindedir. Bu küçük bölünmeler Nepal’in sosyal ve politik hayatında çok önemli olmaktadırlar. En etkili grup, Hint kökenli Brehmenlerdir.

nep

Yaklaşık 19.795.000 civarındaki nüfusun yüzde 40’ı Hintlidir. İkinci büyük topluluk, Nepal’in en eski yerlileri olarak bilinen Nevarlardır. Tibet ve Moğol kökenli Kiranti, Magar, Grung ve Serpa kabileleri de üçüncü büyük etnik topluluk olarak kabul edilebilir. Nepal’in dil problemi, oldukça fazla dilin olmasıyla kalmayıp, bu dillerin ayrı ayrı dil ailelerinden gelmesiyle daha çok karışır. Resmi dil olan Nepalce, Hint-Avrupa dil ailesinin, Hint-İran kolundan gelmektedir. Halkın yarısından fazlası bu dili konuşur. Okuma-yazma oranı %50’dir. Eğitim seviyesi oldukça düşüktür. Nüfusun büyük bir bölümü Hinduizm taraftarıdır. Toplam nüfusun %5’e yakın bir bölümü Budisttir. Müslümanların sayısı 500.000 civarındadır.

Din

Nepal’de bulunan çeşitli dinler ve inançlar, bu karmaşık yapı içinde birarada yaşama savaşı vermektedir. 26.300 milyonluk Nepal nüfusunun yüzde 87’si Hinduizme, yüzde 9’u Budizme yüzde 3’ü İslama inanmış durumdadır. Hinduizm ve Budizm, gibi iki büyük dinin yanında Yoga ve Uzakdoğu felsefeleri de Nepal’de yaşam bulmaktadır.

Yabancıların Nepal’de en çok ilgilerini çeken konuların başında kast sistemi gelmektedir.

nepalBu sistemin kökeninin ne olduğu tam olarak bilinmemektedir. Çok eski zamanlarda Brahman rahipleri kendi durumlarını kalıcı hale getirebilmek için üst sınıf olduklarını iddia etmişler, daha sonra Aryan’lar kendilerinin daha önceki Hintlilerden üstün olduklarını iddia etmişler ve giderek bu sistem dört temel kasta bölünmüştür. Kast sitemine göre, en tepede, din ve kast kurallarına göre, neyin doğru ve neyin yanlış olduğuna karar veren Brahmanlar bulunur. Onların altında, askerlerin ve yöneticilerin Ksatriya’lar sınıfı vardır.

Zanaat erbabının ve tüccarların oluşturduğu Vaisya’lar ile işçi ve köylülerin oluşturduğu Shudra’lar toplumun en alt kastlarını meydana getirir. Bu dört kastın ötesinde, beşinci kast olan dokunulmazlar sınıfı vardır. Toplumun tabanını oluşturan bu sınıf hiç bir kasta ait olmayanlardır. Eğer yukarı kasta ait bir Hindu’ya bir “dokunulmaz” temas ederse, hatta gölge teması bile yaşansa, üst kasttaki kişinin arınmak için birçok ritüelden geçmesi gerekir.

Günümüzde bu kast sistemi iyice zayıflamış olmakla beraber, gelir ve eğitim düzeyi düşük alt sınıflarda ve kırsal kesimde varlığını sürdürmektedir. Gandhi, dokunulmazlar kastına “Harijan’lar” yani “Tanrının çocukları” ismini vererek onları topluma dahil etmeye çalışmıştı. Nepal’deki kastların yapısı değiştirilemez değildir. Aşağı kasta ait olan bir kişi, kurallara aykırı olsa da mücadele ederek yukarı kastlara çıkabilmektedir. Birçok Brahman’ın fakir ve kırsal kökenli olması, yüz yıl kadar önce yaşamış olan büyük Maratha lideri Shivaji’nin bir Shudra kastı üyesi olması gibi uç örnekler kast değiştirmenin mümkün olduğunu göstermektedir.