Dilek Ağacı

Hindular, Eden’in olağanüstü şeyler tarafından iskan edilen bir yer olduğuna inanır. Bu olağanüstü şeylerden bir tanesi de dilek ağacıdır. Bu ağaçlar büyülü güçlere sahiptir. Dışarıdan bakıldığında normal ağaçlar gibi görünürler, fakat bir ölümlünün arzusunu o anda yerine getirebilirler.

Hikaye, bir zamanlar maddi şeylere takıntılı bir adamın var olduğunu anlatarak başlar. Oldukça fakir bir manevi hayata sahip bu adam, tüm zamanını ve enerjisini yalnızca o anda önünde ne varsa ona harcar. Bir gün, adam uykuya dalar ve ruhu dolaşmaya başlar. Hayattayken böyle bir şeyin olması kesinlikle mümkün değildir ancak o sırada doğal şeylerin düzeninde bir hata vardır. Böylelikle, ruhu, bu dünyanın ötesindeki dünyaya ulaşır.

Aniden, adamın ruhu, devamı birçok yönde dallanmış bir noktaya varır. Hangi yolu seçeceğini bilemez, bu yüzden kendisine en yakın olanı seçer. Her ne kadar bilmese de, akıllıca bir seçim yapmıştır. Takip ettiği yol onu doğrudan cennete ulaştırır.

Adam cennete geldiğinde, büyülü bahçede karşısına çıkan her şeye hayran kalır. Bütün hepsi çok güzeldir, ama adam cennette olduğunu bilmez. Sonuç olarak, sıradan bir yerdeymiş gibi davranır. Yorgun hissedene kadar bir süre yürür. Bir süre sonra uyumaya karar verir. Farkında olmadan, dilek ağaçlarından birinin dibine kıvrılıp yatar. Rahatladıktan sonra da derin bir uykuya dalar.

Uyandığında, ne kadar aç olduğunun farkına varır, bu yüzden “yiyecek lezzetli bir şeyler olsun çok isterdim, karnım çok aç” der. Çok büyük bir şaşkınlık içerisindeyken, en lezzetli yiyeceklerin gözlerinin önüne serildiğini görür. Bunun nasıl olabileceği hakkında iki kez düşünmeden, yemeye başlar. Aklındaki tek şey karnını doldurmaktır.

Yemek yemeyi bitirdiğinde çok susamıştır. Sonra, yüksek sesle, “bir şeyler içmek istiyorum, çok susadım” der. En lezzetli şaraplar önüne serildiği anda cümlesini daha yeni bitirmiştir. Bunları hemen içer.

Açlığı ve susuzluğu geçtiği anda olanların hiç de normal olmadığının farkına varır. Adam, garip bir şeyler olduğundan şüphelenmeye başlar; korkuyordur. Der ki, “ben rüya mı görüyorum yoksa hayaletler bana bir oyun mu oynuyor?”

Bunu söylediği anda, dilek ağacı adamın söylediklerini gerçekleştirir. Aniden, çok sayıda hayalet ortaya çıkar ve onunla oyun oynamaya, dalga geçmeye başlar. Adam çok korkmuştur. Gerçekten düşünmeden, der ki, “bunlar çok korkunç! Kesinlikle beni öldürecekler!”

Tahmin edebileceğiniz gibi, hayaletler adamı öldürür.

Osho’nun hikayesi her ne kadar kulağa gülünç gelse de, önemli bir gerçeği içinde taşır. Hikaye, kelimelerin büyüsüne değinir. Öyle ya da böyle, istediğimiz şeyleri kendimize çekeriz. Yani, hayatınızın belirli bir şekilde olmasını istiyorsanız, bu arzu sizi doğru noktaya yönlendirecektir. Tabii ki devreye giren başka şeyler de vardır, ama bu da bir başlangıç. Sözlerinizle, bilincinizi ve iradenizi şekillendirirsiniz. Bu nedenle, her ne kadar inanması zor olsa da, aklınızdan geçen her şeyi elde etmekle son bulursunuz.