Köpeğini Yer misin

Yıl 1917… Bir İngiliz General, Irak’ta gezinirken bir çobana rastladı. Çevirmen aracılığıyla çobana: Eğer sürüdeki köpeğini öldürürse ona yüz sterlin vereceğini söyledi. Doğaldır ki, çoban için köpek çok değerlidir. Sürüyü sevk ve idare eder. Kurtlara ve öteki yabanıl düşmanlara karşı onları korur. Ama teklif edilen para da çok büyüktür. Çoban köpeği yakalayıp, generalin önünde keser.

General bu kez de çobana; “köpeğin derisini yüzersen yüz sterlin daha veririm” dedi. Çoban köpeğin derisini yüzdü. General çobana; köpeği parçalara bölersen bir yüz sterlin daha veririm, dedi. Çoban onu da yaptı. General parayı verip oradan ayrıldı.

Çoban generalin arkasından seslendi: “Yüz sterlin daha verirsen köpeği yerim.”

General; “Asla… Ben sizin değer verdikleriniz hakkındaki karakterinizi öğrenmek istedim” dedi. “Sonra, para için, yoldaşın, yardımcın ve senin için çok değerli olan köpeğini kestin, yüzdün ve parçaladın. Eğer bir yüz sterlin daha verseydim, yiyecektin de. Benim, ihtiyaç duyduğum ve öğrenmek istediğim bu karakterindi” dedi. General yanındakilere dönerek: “Bu karakterde insanlar olduğu sürece korkmayın” dedi.

Çoban ve köpek işbirliği içinde idi. Çoban çıkarı için birlikte görevli arkadaşını yok etti. Bir toplumda bu tür kişiler çoksa o toplumda birlik ve dayanışma ortadan kaldırılabilir. Çıkarcılar dostlarına ihanet edebilir.