Başarmak; insanın, doğuştan gelen, diğer bütün dürtülerini doğuran en temel hayvani dürtüdür ve sevinç, mutluluk, üzüntü, öfke ve diğer duygusal durumlar, başarma dürtüsüne bağlıdır.  Başarmak; bir işi, istenilen bir biçimde bitirmek demektir.

İnsan, hayatta kalabilmek için, temel fizyolojik ihtiyaçları olan nefes almayı, su, besin, barınak bulmayı başarmak zorundadır. Fakat bu dürtüyü de diğer dürtüleri gibi kontrol etmelidir.

Kazanmak; kazanç sağlamak demektir ve ticari bir kavramdır. İnsan, temel ihtiyaçlarının dışında kalan hiçbir şeyi kazanmak zorunda değildir. Bir kişinin kazanması için birinin kaybetmesi gerekir.

Bu nedenle hiç kimse, kazanmak için insani ve ahlâki değerlerin dışına çıkmamalı; dünyaya ve diğer canlılara saygısızlık etmemelidir.

Siyaset ise; devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış demektir. Siyasette, devlet işlerini düzenlemeyi başarmak, devlet işlerini yürütmeyi başarmak vardır. Bu iş, yani siyaset, toplumsal varlığı sürdürmek, sosyal dayanışmayı güçlendirmek, hep birlikte gelişime ayak uydurmak, modern, çağdaş, mutlu, huzurlu, barış ve refah içinde yaşayan bir toplum olmayı başarabilmek için yapılır.

Kişisel kazanç için siyaset yapanlar ve siyasetten kişisel kazanç sağlayanlar, toplumun bu hırsızlığı, bu ahlâksızlığı fark etmediğini, görmediğini veya anlamadığını zannederler ama bütün herkes bu ahlâksızların hepsini çok net görür ve kimilerine yüzüne karşı, kimilerine arkasından ağır küfürler eder ve bu ahlâksızlık suça dönüştüğünde, ceza almalarını isterler.

Özcümle; kazanman için, kaybetmem gerekir. Bu doğru değil; yardımlaşarak hep birlikte başarmak mümkünken, kazanmaya çalışmak ahlâksızlıktır; bu hırsa yenilme.

Yücel BİNİCİ