
Güneş batmak üzereydi ve kervan geceyi çölde geçirmek için hazırlandı. Develerin başındaki çocuk rehbere yaklaşıp: “Efendim bir sorunumuz var” dedi. Toplam yirmi deve var ama benim sadece on dokuz tane ipim var.
Rehber, genç adamı rahatlatmak istedi: Merak etmeyin, develer pek akıllı değildir. Serbest olana yaklaşın ve onu bağlıyormuş gibi yapın. Sanki boynuna ve bacaklarına gerçekten bir ip geçirmişsiniz gibi ve orada sabit kalacağını göreceksiniz.
Çocuk, onun tavsiyesine uydu ve ertesi sabah kervan tekrar yola çıktığında, develerin hepsi tek sıra halinde ilerlemeye başladı, biri hariç.
Çocuk: Efendim, bu sabah yürümek istemeyen hayvanlardan biri var.
Rehber sordu: İpsiz kalan mı? Devam et ve çözüyormuş gibi yap, yoksa hala bağlı olduğunu düşünecek. Rehber, bu yüzden yürümek istemediğini açıkladı. Hemen ardından deve, çözüldüğüne inanarak yürümeye başladı.
Nedense bu öykü, tarikat ve cemaat kıskacında, kendini peygamber zanneden sıradan bir şahısa iman eden, cehaletin derin narkozu altındaki köleleri hatırlattı.
Nedense bu öykü, siyaseti cahil haramilerin elinden alamayacağına inanmış, cam tavan sendromuna girmiş aydın nitelikli kadroları hatırlattı.
yücel binici