Klinik depresyondan muzdarip insanlar için, ortada beklenmeyen bir teselli kaynağı olabilir.
Uzun vadeli uyku yoksunluğu ve kronik uykusuzluk zihinsel ve duygusal sağlığınıza zarar verebilse de,bulgular, uykudan yoksun olmanın kısa vadede yardımcı olabileceğini öne sürüyor.
1970’lerden beri yapılan önceki çalışmalarda, REM uykusunun azalması ile depresyon belirtilerinin iyileşmesi arasında bir ilişki belirlenmişti. 2002 yılında yapılan bir çalışmada, bütün gece uyku eksikliği yaşamanın, hastaların yüzde 40-60’ında iyileşmeyle sonuçlandığı bulunmuştu. 2010’da yapılan başka bir çalışmada da aynı sonuç alınmıştı.
2013’te yapılan bir çalışmada ise mekanizma bulunmaya çalışılmış ve söz konusu etki, uyku için önemli bir protein salgılayan bir beyin hücresi türüne bağlanmıştı.
Şimdi, 1974 ile 2016 yılları arasında yürütülen 66 bağımsız çalışma üzerinde yapılan bir meta analizde, uyku yoksunluğunun en azından hastanede yatılan kontrollü ortamda yürütüldüğü zaman, hastaların yaklaşık yarısında depresyon belirtilerini hızlı bir şekilde azalttığı bulundu.
Bu konuda ilk olan meta analiz, sadece yüzde miktarını düzeltmiyor, aynı zamanda hastaların uyku yoksunluğunu nasıl hafifleteceklerini belirlemeye yardımcı oluyor.
Pensilvanya Üniversitesi’nden baş araştırmacı Philip Gehrman şöyle söylüyor: “Uyku yoksunluğunun antidepresan etkilerinin keşfinden beri geçen 30 yıldan fazla süre sonra, tedavinin kesin olarak nasıl etkili olduğu ve en iyi klinik sonuçlara nasıl ulaşılacağı konusunda hâlâ etkili bir kavrayışa sahip değiliz.”
“Bizim yaptığımız analiz, uyku yoksunluğunun ne kadar etkili olduğunu ve hangi nüfuslar üzerinde uygulanması gerektiğini açık şekilde sunuyor.”
Çalışmanın özet kısmında anlatılana göre meta analize dahil edilen 66 çalışmada deneysel uyku yoksunluğu yürütüldü, uyku yoksunluğuna cevap veren örnek yüzdesi sunuldu, antidepresan tepkisinin muhtemel tanımı sağlandı ve uyku yoksunluğu diğer terapiler ile sorunsuz şekilde birleştirilmedi.
Ayrıca farklı uyku yoksunluğu türleri de sunuldu ve bunlar arasında tam ve kısmi yoksunluk ile kısa ve daha uzun vadeli yoksunluk bulunuyordu.
Takım, hastanın 20-21 saat mecburi uyanıklığı takiben bir gecede sadece 3-4 saat uyumasına izin verildiği kısmi uyku yoksunluğunun, depresyon belirtilerini azaltma konusunda 36 saat boyunca süren tam uyku yoksunluğu kadar etkili olduğunu buldu.
Genel tepki oranı, bir kontrol grubuyla yapılan çalışmalar için yüzde 45, kontrol grubu olmadan yapılan çalışmalar için ise yüzde 50’ydi.
Onbaşı Michael J. Crescenz VA Tıp Merkezi’ndeki baş araştırmacı Elaine Boland şöyle söylüyor: “Analizimizde yer alan bu çalışmalar, uyku yoksunluğunun pek çok popülasyon için etkili olduğunu gösteriyor.”
“Tepkinin nasıl ölçüldüğünden, uyku yoksunluğunun nasıl oluşturulduğundan veya deneğin yaşadığı depresyon türünden bağımsız olarak, hemen hemen eşit bir cevap oranı olduğunu bulduk.”
Ancak, uyku yoksunluğu ve belirtilerde iyileşme gerçekleşmesi arasında bir ilişki olması, bunun diğer tedavilerin yerini alabileceği anlamına gelmiyor. Birkaç çalışmada, cevap verenlerin yüzde 80’ine veya daha büyük bir kısmına kadar, bu etkinin yalnızca hasta uyku yoksunluğunu takiben uyanık kaldığı sürece devam ettiği bulundu.
Dahası araştırmacılar, uyku yoksunluğunun depresyon belirtilerinde neden hızlı ve kayda değer bir azalmayla sonuçlanıyor göründüğünü hâlâ bilmiyorlar.
Tezlerinde şöyle yazıyorlar: “Bu bulgular, uyku yoksunluğunun önemli bir etkisini destekliyor ve gelecekte uyku yoksunluğuna verilen antidepresan tepkisinin fenotipik doğası üzerinde, faaliyetin nörobiyolojik işleyişleri üzerinde ve depresyondaki uyku yoksunluğu tedavisinin arabulucuları üzerinde çalışma yapılmasını öneriyor.”
Araştırma The Journal of Clinical Psychiatry bülteninde yayınlandı.
Kaynak: www.popsci.com.tr