Duverger’ye göre esas olarak iki tip partiden söz edilebilir: İşleyişinde üyenin katılımını öngörmeyen “kadro” ya da “komite” partisi ve “kitle” partisi. CHP bir kitle partisidir. Üstelik “emeğe dayalı” bir kitle partisidir.

Kitle partisi aynı zamanda üye partisi ve üyelere dayalı olarak yaygın bir biçimde örgütlülüğü olan parti demektir. Kitle partilerinde üyeler, yalnız partiye ödedikleri aidattan dolayı değil, siyasal yönden de yaşamsal önem taşırlar, ideolojik çizgileri daha belirgin ve tutarlı olan bu tip partiler üyelerini siyasal yönden eğitme, yetiştirme ve bilinçlendirme yolunda devamlı etkinlik gösterirler. Bu etkinlik yalnız seçim dönemleri ile de sınırlı kalmaz. Partide yapılan eğitimin amacı, ülkenin yönetimine ağırlığını koyabilecek kadroları yetiştirmektir. Bu anlamda parti bir okuldur. Duverger’nin deyimiyle “üyeleri olmayan bir parti, öğrencisiz bir öğretmene benzer”

Üye ve kitle partisi olarak CHP’nin temel işlevi halkın politik taleplerinin oluşumuna katkı sağlamak bu talepleri bütünleştirerek siyasete aktarmak ve amacının bilincinde kadrolar yetiştirmektir.

Sol bir kitle partisinde üyelerin siyasi kararların oluşum sürecine katılımları son derece önemlidir. Öte yandan parti ile toplumun, özellikle emekçi kesimlerin ve mağdurların arasında sürekli ve yoğun bir iletişim ve etkileşim kurulması zorunludur.

Tüm bu nedenlerle; CHP örgütleri ve üyeleri, milletvekili, belediye başkanı, yerel meclis üyesi seçme aygıtı olarak görülemez. Parti bir “seçim derneği” ne indirgenemez. Lideri “kurtarıcı” olarak gören bir anlayışa mahkum edilemez.

CHP hızla “lider partisi” anlayışından kurtulmalı, kendisini “üye / örgüt ve program” partisi olarak tanımlamalı ve bunun gereği olan örgütsel ve tüzüksel düzenlemeleri gerçekleştirmelidir.

“Üye / örgüt ve program” partisi anlayışı köklü bir zihniyet değişikliği anlamına geldiğinden, bu süreç yaygın ve sürekli bir parti içi eğitimle desteklenmelidir.

Neden Örgütsel Yenilenme?

Çağdaş sosyal demokrat partiler toplumsal gelişmelere ve taleplere uygun olarak programlarını ve örgüt yapılarını sürekli bir biçimde yenileyebilen partilerdir. O nedenle bugün dünyada 100 yaşını aşmış olan çok sayıda sosyal demokrat parti bulunmaktadır. Kendilerini yenileyemeyen, yalnızca geçmişin başarıları ile yetinen partilerin yeni sorunlara yeni çözümler üretmeleri ve halkın güvenini kazanmaları mümkün değildir.

Bu tespit CHP için de geçerlidir. CHP de köklü ve tarihsel olarak ilerici bir partidir. CHP de geçmişte ne zaman kendisini yenilediyse o zaman yükselmiş ve halkın güvenini kazanmıştır. CHP’nin 1965’den sonra sola açılıp toplumun önüne yeni hedefler koyarak oyunu yüzde 42’lere çıkarmış olması bunun en açık kanıtıdır. Diğer bir kanıt da SHP’nin 1989 yerel seçimlerinde birinci parti konumuna gelerek, yerelde iktidar olmasıdır.

Halkın güvenini yeniden kazanmaya çalışan bugünkü CHP’nin de temel değerlerinden kopmaksızın programatik ve örgütsel bir yenilenmeye gitmesi kaçınılmazdır. İnsanlığın sahip olduğu bilginin her beş yılda ikiye katlandığı, bilimsel ve teknolojik devrimin her şeyi etkilediği ve değiştirdiği bir süreçte bu bir zorunluluktur.

İçerikte olduğu gibi örgütsel alanda da yenilenme kaçınılmazdır.

Örgütsel yenilenmenin hedeflerini şöyle sıralayabiliriz:

  • CHP’yi sağlıklı, bilgili ve bilinçli üyelere dayalı “üye / örgüt ve program partisi” haline getirmek.
  • Üyeleri politikaların oluşumunda ve adayların belirlenmesinde söz ve karar sahibi kılmak. Üyelerin potansiyellerini değerlendirmek. Önseçimi kural haline getirmek.
  • Parti üyesi olmayan kişilerin de birikimlerinden yararlanılmasını sağlayacak mekanizmaları oluşturmak. Partiyi topluma açık hale getirmek.
  • Parti içinde demokrasiyi kurumsallaştırmak, hukuk ve tüzük üstünlüğünü tartışmasız hale getirmek.
  • Cinsiyet kotasını, seçimle gelinen tüm görevler için geçerli kılmak, gençlerin temsilini arttırmak.
  • Partinin daha üretken olmasının koşullarını yaratmak, organizasyon ve eylem yeteneğini ve iç dayanışmasını güçlendirmek.
  • Parti içi eğitimi ve iletişimi kurumlaştırmak, sürekli ve yaygın hale getirmek.
  • Partinin toplumla, halkla ve onun örgütleri olan sendika, meslek örgütü ve sivil toplum kuruluşlarıyla bağını sistemli ve sürekli hale getirmek.
  • Partinin bilim ve kültür çevreleriyle, aydınlarla etkileşimini kalıcı ve yaygın hale getirmek.
  • Örgütsel yapıda gerçekleştirilecek bu atılımların da katkısıyla partiyi güçlendirmek ve çoğunluğun desteğini alarak iktidar yapmak.

CHP sosyal demokrat ve “emeğe dayalı” bir kitle partisidir. Kitle partisi, aynı zamanda üyelere dayalı, yaygın bir örgütlülüğü olan, “üye / örgüt ve program” partisi demektir. Kitle partisi olarak CHP’nin işlevi; halkın politik taleplerinin oluşumuna katkı sağlamak, bu talepleri bütünleştirerek siyasete aktarmak ve ülke yönetimi için kadrolar yetiştirmektir. O nedenle sol, sosyal demokrat nitelikli halk partilerinde; ideoloji, parti içinde sürekli ve yaygın eğitim, üyelerin karar süreçlerine aktif olarak katılımları ve gelirlerine uygun oranda aidat ödemeleri yaşamsal öneme sahiptir.

Aynı şekilde, üye ve örgütlerin başta emeği ile geçinen toplum kesimleri ve olmak üzere toplumla sürekli olarak iletişim ve etkileşim içerisinde bulunması da başarı için bir zorunluluktur.

Geçmişteki ve günümüzdeki kimi iyi niyetli çabalara rağmen CHP henüz tam olarak yukarıda belirtilen bir parti yapısına ve işleyişine sahip değildir. Yani henüz bir “üye / örgüt ve program partisine” dönüşememiştir.

Bugün dünyadaki sosyal demokrat partilerin birçoğu yüz yılı çok aşan bir tarihe sahip partilerdir. 1965 yılında sola, sosyal demokrasiye açılan CHP de aynı şekilde 88 yıllık köklü bir partidir. Sosyal demokrat partilerin yüz, yüz elli yıldır siyasette hala belirleyici olabilmelerinin nedenini, toplumsal gelişmelere uygun olarak -temel değerlerinden vazgeçmeksizin- programlarını, örgüt yapılarını ve işleyişlerini yenileyebilme yeteneğinde aramak gerekir.

Kendilerini zamanın ruhuna uygun olarak yenileyemeyen, yalnızca geçmişin başarıları ile yetinen partilerin, halkın güvenini kazanmaları ve başarılı olmaları mümkün olmamaktadır.

Ülkemiz siyasi kültüründe ise değişim, yenilenme dendiği zaman daha çok parti liderlerinin ya da merkez kadrolarının yenilenmesi akla gelmektedir. Çünkü ülkemizde siyaset “yukarıdan” ve giderek “tek kişide” biçimlenen bir niteliğe büründürüldü. “Liderler” partilerin yerine geçmeye başladılar.

Kökleri kültürümüzde olan bu “yukarıdan yönetme” anlayışı zaman içinde tüm kurumlara yayılıyor ve demokratik süreçleri boğuyor. Sonuçta bireyin-üyenin katılımını, dolayısıyla özgürleşmesini, aktifleşmesini ve kendini geliştirmesini engelleyen bu durum partilerin / örgütlerin de kısırlaşmasına ve etkisizleşmesine yol açıyor.

Bu olumsuzluklar maalesef yalnız otoriter anlayışa meyilli sağ partilerle sınırlı kalmıyor. Aslında kendisi bir özgürleşme hareketi olan solda da ortaya çıkabiliyor. Oysa toplumda hukukun üstünlüğünü, katılımcı ve çoğulcu demokrasiyi savunan sol partilerin, bunları kendi içerisinde de yaşama geçirmesi, tutarlılık ve inanılırlık açısından da bir zorunluluktur.

Elbette başarılı bir parti reformu ve örgütsel yenilenmede ideoloji ve temel değerlere dayanmak son derece önemlidir. O nedenle CHP’nin örgütsel yenilenmesinin esasları partinin ideolojik-siyasi çizgisiyle uyumlu olmak zorundadır.

Bu yaklaşım çerçevesinde;

  • CHP’yi, “lideri kurtarıcı olarak gören”, “katı merkeziyetçi” yönetim anlayışından uzaklaştırmalı ve sosyal demokrat ideolojinin gereği olan bir “üye / örgüt ve program partisi” haline dönüştürmelidir.
  • Siyasetin yukarıdan aşağıya buyruklarla değil, aşağıdan yukarıya açık ve demokratik tartışmalar yoluyla yapılmasını ve örgütlerin politikaların oluşum sürecine doğrudan katılımının yolunu açmalıdır.
  • Milletvekillerinin, belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin ve il genel meclisi üyelerinin merkez yerine, önseçimle, üyeler tarafından belirlenmesini güvence altına almalı ve bu görevlerin 3 dönemle sınırlanmasını sağlamalıdır.
  • “Seçimle gelenin, seçimle gitmesi” ilkesini yaşama geçirecek düzenlemeleri getirmeli, üyelik hukukunu güvence altına almalıdır.
  • Cinsiyet kotasının, milletvekilliği dahil, seçimle gelinen tüm görevlerde geçerliliğini sağlamalıdır. Burada hedef, zaman içerisinde tam eşitlik olmalıdır.
  • Parti içi seçimlerin, parti içi çoğulculuğun ve temsilde adalet ilkesinin gereği olarak, birleşik liste ile ve/veya nispi sistemle yapılmasını güvence altına almalıdır.

Parti reformu ve onun aracı olan tüzük yenilenmesi bu temel hedefleri gerçekleştirmeye hizmet ettiği oranda, partinin dışa dönük mücadelesi, siyaset üretimi, iç dayanışması ve toplumla ilişkisi daha güçlenecektir.

Unutulmaması gereken bir husus da, siyaset ile örgütlenmenin hele “sol”da birbirinden ayrılamayacağıdır. Siyasi hedeflerimiz ve gelecekle ilgili tasarılarımız parti yaşamına da aynen yansıtılmak durumundadır.

Örgütsel yenilenmenin esasları siyasetimizin temel ilkeleri ile uyumlu olmak zorundadır. Ülkede demokrasinin parti içi yaşamdaki yeri parti içi demokrasidir. Toplumda hukukun üstünlüğünün partideki karşılığı hukuk ve tüzük hakimiyetidir. Toplum yaşamında yurttaşların siyasete etkin katılımının sağlanması, aynı şeyin partide üyeler için gerçekleştirilmesidir. Toplumda yaygın ve sürekli eğitimin eşdeğeri, parti içinde de yaygın ve sürekli eğitimdir. Toplum için istenen çoğulculuk, eleştiri hakkı, hoşgörü ve dayanışma partide de aynen geçerli olmalıdır.

Kısacası, toplum için öngördüğümüz tüm demokratik düzenlemeleri ve uygulamaları aynen parti içinde de gerçekleştirmeliyiz. Bu, inandırıcılığın olduğu kadar; parti içinde kısır tartışmaları bitirmenin ve iç dayanışmayı güçlendirmenin de tek sağlıklı yoludur.

Örgütsel Yenilenmenin ilkeleri

  1. Chp Lider Partisi Olmak Konumundan Çıkarılmalıdır. Sosyal demokrat partiler “üye / örgüt, kadro ve program” partileridir. Siyasi gücü bu işleyişleriyle sağlarlar. Parti başkanı “eşitler içinde birinci olan” üst yöneticidir. CHP’nin kendini yeniden yapılandırmasına bu anlayış egemen olmalıdır.
  2. Siyasi Etik Güçlendirilmelidir. Öncelikle sosyal demokrat partilerin ve köklü geçmişiyle CHP’nin yazılı kurallara girmeyen etik değerleri vardır. Partide hiçbir üye amacına ulaşmak için her yolu “mübah-geçerli” sayamaz. Aday olmak ve seçilmek için gerek parti içinde, gerekse parti dışında ahlaki değerleri, etik değerleri çiğneyemez. Örneğin; kendi adamlarını üye yapamaz, kendi adamlarını atayamaz ya da keyfi olarak organları görevden alamaz. Tüzük kurallarına aykırı davranamaz. Parti çıkarlarının önüne kendi çıkarlarını koyamaz.
  3. Parti Üyeliği Yeniden Tanımlanmalıdır. Partide; partinin ilke ve hedeflerini bilen parti içi etkinliklere sürekli katılan, partiye geliriyle bağdaşan aidat ödeyen bir üyelik anlayışı ve işleyişi yerleştirilmelidir. Bir sosyal demokrat parti için bu her şeyin başındadır “olmazsa olmaz “ koşuldur. Üyelik bu anlayışa uygun hale getirilmelidir.
  4. Parti İçi Demokrasiye İşlerlik Kazandırılmalıdır. İdeolojik çerçevede birleşen partililerin siyasi konulardaki farklı önerilerinin olması doğaldır. Bu çerçevede oluşan fikir gruplarının, kanatların oluşması sosyal demokrat partinin zenginliğidir. Kendini yenileme dinamizminin bir göstergesidir. Parti içi demokrasi eksiksiz işletilmelidir. Yöneticiler ve üyeler demokrasi ve çoğulculuk anlayışının içselleştirmeyi öğrenmelidir.
  5. Siyasetin Tabanı Genişletilmelidir. Yenilenen CHP’de partinin doğal tabanına ulaşma kanalları açılmalıdır. Emekçilerin, gençlerin, kadınların, aydınların parti çalışmasına katılmaları özendirilmelidir. Gençlerin sosyal demokrat nitelikli dernek ve vakıflara örgütlenmelerine önem verilmelidir.
  6. Sendika Ve Sivil Toplum Örgütleri İle Sürekli Ve Kalıcı Birİşbirliği Sağlanmalıdır. Yenilenen CHP bir yandan parti içi katılım süreçlerini harekete geçirirken diğer yandan da başta sendikalar olmak üzere sivil toplum örgütleri ile sağlıklı ve sürekli bir biçimde ilişki içerisinde olmalıdır. Bu ilişkinin sürekliliğini sağlamak için sendikalarla “Emek Forumu”, bilim insanlarıyla “Bilim Forumu”, kültür sanat insanlarıyla “Kültür Forumu” oluşturulmalıdır.
  7. Merkeziyetçi – Bürokratik Örgüt İşleyişine Son Verilmelidir. Dikey örgütlenmenin yanı sıra yatay örgütlenmeye de gidilmelidir. Başta emekçiler, gençler ve kadınlar olmak üzere partide yaygın yan örgütlenmelere olanak verilmelidir. Çevre, hukuk, kültür vb. konularda proje grupları oluşturulmalı ve gruplara söz ve önerge sunma hakkı tanınmalıdır. Partinin politikaları aşağıdan yukarıya yapılacak tartışmalarla belirlenmelidir.
  8. Parti İçi Demokrasi Kurumsallaşmalı, Seçimle Gelen Seçimle. Parti içi demokrasinin tam olarak işleyebilmesi için “seçimle gelen seçimle gider” ilkesine mutlaka uyulmalıdır. Tüzük bu yönde değiştirilmeli, tüzük ve hukuk kuralları yansız biçimde uygulanmalıdır.
  9. Ön Seçimler, Üyelerle Ve Seçimlerden 6 Ay Önce Yapılmalıdır. Partimizin yerel yönetim ve parlamento adayları tüm üyelerin katılımıyla seçilmelidir. Ön seçim, seçimlerden en geç altı ay önce yapılmalıdır. Kontenjan sınırlı ölçülerde uzmanlar ve sivil toplum örgütleri için kullanılmalıdır.
  10. Adayların Fırsat Eşitliği İçerisinde Yarışmalarının Koşulları Yaratılmalıdır. Bu amaçla aday adaylarının harcamalarının sınırları ve biçimi belirlenmelidir. CHP içinde, “parası olan aday olur “ anlayışına kesin olarak son verilmelidir.
  11. Parti İçi Seçimlerde Nispi Temsil Sistemi Uygulanmalıdır. Parti içi seçimlerin tümü nispi sistemle yapılmalıdır. Parti içinde var olan gruplar güçleri oranında organlarda yer almalıdır. Kimsenin kimseyi “dışlayamayacağı” gerçeği bilinmelidir. Partinin bünyesinde birlikte çalışmanın örgütsel işleyişine güç kazandırmanın yolları açılmalıdır.
  12. Parti İçinde Eğitim Kurumlaşmalıdır. Yenilenen CHP ‘nin parti içi eğitimi sürekli ve kurumsal hale getirilmelidir. Parti okulundan geçemeyenlerin organlara seçilemeyeceği, genel ve yerel seçimlerde aday olamayacakları bir kurala bağlanmalıdır.
  13. Bilim ve Araştırma Kurulu Kurulmalıdır. Geçmiş dönemlerde partimizin bünyesine büyük katkılar sunan araştırma kurulları yeniden yaşama geçirilmelidir. Politika üretmenin kaynakları bilimsel temellere oturtulmalıdır.
  14. Parti Arşivi Oluşturulmalı, Parti Yayıncılığına Süreklilik Kazandırılmalıdır. Arşiv bir partinin yazılı belleğidir. Varolan arşiv yeniden gözden geçirilmeli ve ayrıca bir “Sosyal Demokrasi Kitaplığı” kurulmalıdır. Aylık ve üç aylık dergi çıkarılmalıdır.
  15. Gölge Kabine Uygulamasına Geçilmelidir. Batı sosyal demokrat partilerinde gördüğümüz bu uygulama bakanlıkların çalışmalarını bir kadro olarak izlemeyi, eleştiri ve değerlendirme yapmayı, bilgi akışını sağlamayı, bürokrasi ile arasındaki bağı pekiştirmeyi getirmektedir. İktidara gelişte önemli bir donanım olmaktadır.
  16. Çalışmalarda En İleri Bilgisayar Ve İletişim Teknolojisinden Yararlanılmalıdır. CHP yeniliğe açık bir partidir. Parti olarak bilgisayar ve iletişim teknolojisini en ileri boyutta kullanmayı başarmalıdır. Üye yazılımının, genel merkez ile örgüt arasındaki iletişimin bu yolla yapılması sağlanmalıdır. Üye kayıtları bu yolla sağlıklı ve saydam hale getirilmelidir.
  17. Parti Çalışmalarında Kültürel Faaliyetlere De Yer Verilmelidir. Kültürü, sanatı ve sanatçıları destekleyen ve herkesin kültürel yaşama katılımını savunan CHP, parti içi çalışmalarda da kültür ve sanat etkinliklerine yer vermesi ve bunun için bütçe ayırması gereklidir.

 

 

 

 

 

 

 

 


 

Kaynak: “Çağdaş Parti Örgütlenmesi: CHP ve Örgütsel Yenilenmenin Temel İlkeleri” Ercan Karakaş. http://www.ercankarakas.com/agdas-parti-orgutlenmesi/cagdas-parti-orgutlenmesi-chp-ve-orgutsel-yenilenmenin-temel-ilkeleri/