Tanınmış tarihçi Yuval Harari’nin görüşüne göre bu zor zamanda en önemli şey bireysel sorumluluk ve işbirliğini teşvik etmektir. Bu işbirliği yapma ve birbirine yardım etme isteği ile birleşen şeffaf bilgilendirme ile elde edilebilir.
Yuval Harari dünyaca ünlü bir tarihçidir. Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens – İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi kitabı yayınlandıktan sonra sadece ünlü olmak ile kalmadı. Bill Gates ve Angela Merkel gibi dünya liderlerinin danışmanı haline de geldi.
Buna ek olarak, dünyanın en çok okunan modern düşünürlerinden de bir tanesi haline geldi. Bu sebepten dolayı koronavirüs pandemisi hakkındaki içgörüleri özel bir şekilde dikkat etmemize değer.
Harari bu konuda dünyanın çeşitli yerlerindeki gazetelerde pek çok makale yayınlamıştır. Ayrıca, birçok medya kuruluşu da kendisiyle röportaj yapmıştır. Bu röportajlar sırasında bu ne kadar garip görünürse görünsün, tarihi bir bakış açısından analizleri yapıldığında pandemilerin tamamen normal bir gerçeklik olduğuna işaret etmiştir. Bunun nedeni epidemiler ve pandemilerin yüzyıllar içerisinde birçok insanı öldürmüş olmalarıdır. Doğrusu, böyle bir fenomen ile başa çıkmak için daha önce hiç böylesine hazırlıklı olmamıştık.
Yuval Harari bu gerçeğin altını çizmek için virüsün tanımlanmasının, genomunun dizilmesinin ve virüsü tespit edecek bir test oluşturulmasının sadece iki hafta sürdüğünü vurgulamıştır. Bu, başka herhangi bir çağda düşünülemez bir şey olurdu.
“Bu kriz döneminde özellikle iki önemli seçim ile karşı karşıyayız. İlki, totaliter gözetim ile vatandaşın güçlendirilmesi arasında. İkincisi ise milliyetçi tecrit ile küresel dayanışma arasında.”
Yuval Harari
Yuval Harari’ye Göre İlk Büyük Zorluk
Yuval Harari hayatın bir daha hiç eskisi gibi olmayacağına da dikkat çekti. Neden? Çünkü bu büyüklükteki bir kriz kalıcı yara izleri bırakır. Harari bu yeni gerçekliğin büyük ölçüde şu an veriyor olduğumuz bireysel ve kolektif kararlara dayanacağını söyledi.
Bu tarihçiye göre ilk büyük zorluk “derialtı” gözetimin her şeyin merkezinde olduğu sosyal ve siyasal yapıların yayılmasını engellemek. Bu tip bir sağlık problemi epidemiyolojik gözetimden hiper-kontrol altındaki bir gözetime geçilmesini daha kolay hale getiriyor. Bunun bir sonucu olarak da insan özgürlüğü ciddi şekilde zayıflayabilir.
Harari vatandaşların pandemiyi kontrol edebilmek için istekli bir şekilde kabul etmekte oldukları “geçici önlemlerden” birçoğunun sonrasında diğer sebeplerden dolayı kalıcı hale gelebileceğine inanıyor. Bunu söylerken özellikle de biyometrik izleme teknolojilerini kastediyor. Bu teknoloji diğer şeylerin yanında bir kişinin bulunduğu yeri spesifik olarak tespit etmeyi ve hatta derecelerini ya da tansiyonlarını bile bilmeyi mümkün kılıyor.
Günümüzde bu teknoloji virüsün yayılmasını sınırlandırmaya yardımcı olmak için kullanılıyor. Ancak, gelecekte bu çok kişisel bilgilere erişim sağlanmasına sebep olabilir. İnsanlar bu teknolojiyi kaç kere güldüğümüzü bile dikkatle izlemek için kullanabilir ve bu bilgileri belirli gruplara verebilir ki bu da bizi manipülasyona karşı savunmasız hale getirecektir.
İkinci Zorluk: Dayanışma ya da Rekabet
Yuval Harari’ye göre bu pandeminin büyük zorluklarından ikincisi büyük bir küresel işbirliği hareketi ile kaynaklar uğruna verilen vahşi bir mücadele arasındaki seçimdir.
İnsanlar an itibariyle uzaya bile gidiyor olmalarına rağmen maske, solunum cihazı ve kişisel koruyucu ekipman üretimi söz konusu olduğunda daha az etkili olduklarını kanıtladılar. Amerika Birleşik Devletleri başkanı gibi bazı liderler bu kıtlığa şovenizm ile karşılık verir halde. Ancak diğerleri işbirliği çağrısında bulunuyor.
Harari’ye göre bu kriz ile koordineli ve hepsinden önemlisi, işbirlikçi bir şekilde başa çıkmak için hiçbir büyük uluslararası forum oluşturulmamış olması garip. Bu olması gereken bir şey, çünkü bu pandemi ya küresel olarak üstesinden geleceğimiz, ya da hiç aşamayacağımız bir gerçeklik. Bundan dolayı, bağlılık gerekiyor.
Kişisel koruyucu ekipman, tıbbi malzemeler ve hatta sağlık çalışanları tüm dünyaya ait olmalı. Onları en çok ihtiyaç duyuldukları yerler ile bugün verenlerin yarın diğerlerinin ürettiklerine ihtiyaç duyabileceklerinden emin olarak paylaşmalıyız.
İlerlemenin Yolu
Harari esas olarak bu iki nokta üzerine odaklanmış olsa da değindiği sadece bunlar değil. Bu açıdan, görünürde uygun çıkışların olduğunu da işaret etti. İlki vatandaşlığı güçlendirmek ve polis devletlerinin ortaya çıkmasının sebep olacağı tehlikelerden kaçınmaktır. Nasıl? Bilgiliye ve bireysel sorumluluğa güvenerek.
Bunun bir örneği el yıkamak. Eğer insanlar iyi bir şekilde bilgilendirildikleri için el yıkamanın önemini anlarlarsa bunu yapmak için kimsenin dikkatine ihtiyaç duymazlar. Aynı şey diğer her şey için de geçerlidir.
İnsanlar kendi sağlıklarına ve hastalık belirtilerine dikkat etme yeteneğine sahipler. Ancak, bunun mümkün olmasının tek yolu iyi bir şekilde bilgilendirilmiş ve onlardan bu önlemleri almalarını isteyen otoriteye güveniyor halde olmalarıdır.
İşbirliği söz konusu olduğunda ise ileriye gitmenin yolu bu problemi etraflıca ele alabilmek için ortak mekanizmalar oluşturmaktır. Bunun nedeni, pandeminin küresel bir problem olmasıdır.
Eğer işbirliği ve dayanışmayı teşvik etmek için bu anı yakalarsak bu krizden sonra ortaya daha kararlı ve sorumlu bir dünya çıkabilecektir. Eğer rekabet ve bencilliği seçersek büyük ihtimalle son derece gergin ve öngörülemez bir geleceği deneyimliyor olacağız.
Kaynak: “Yuval Harari’nin Gözlerinden Pandemi” https://aklinizikesfedin.com/yuval-hararinin-gozlerinden-pandemi/