Sosyal medyada ilgisi alakası olmayan insanların, 6 – 7 Eylül’ de olanlardan dolayı Türk halkı adına mağdurlardan özür diliyorum, kınıyorum, utanıyorum, vay biz ne kötüyüz, vay biz ne vahşiyiz diyen paylaşımlarda bulunduğunu görünce tekrar oturup, olayı birkaç farklı kaynaktan derinlemesine inceledim.
Şimdi bulgularımı uzun uzun paylaşıp, gereksiz yere sizi yormayayım, eminim ki bu yazıyı okuyunca siz de bir inceleme yapacaksınız. Sadece bir düşmanın, bir provakatörün, bir ajanın, bir hainin, bir intikamcının, bir safın arkasından koşmadan önce lütfen bir düşünün ve unutmayın ki her olay bir üçleme gibi okunmalı, üç bölüm gibi okunmalı. Peki, nedir bu üç? Hemen söyleyeyim; olayın öncesi, sırası ve sonrası.
Yani bir filmi bir tek karesi ile değerlendiremeyeceğiniz gibi, bir olayı da bir tek an ile değerlendiremezsiniz. Olay, öncesi, sırası ve sonrası olarak bir süreçtir, böyle görülmeli, böyle incelenmeli ve bundan sonra da detaylı bir değerlendirme yapılarak gerekli dersler çıkarılmalı ve tekrar benzer üzücü sonuçlarla karşılaşmamak için yapılabilecekler etraflıca düşünülmelidir.
Türkiye’de yaşayan, ben bu halkın bir parçasıyım diyen, ben bu ülkenin vatandaşıyım diyen her insana sonsuz saygım var, barış ve huzur içinde kardeşçe, hep birlikte yaşar gideriz. Geçmişte dedelerinin işlediği suçlar için de şimdi birlikte yaşamakta olduğum torunları yargılanmalı, cezalandırılmalı demekte insan olana yakışmaz ama dedeleri bu topraklara, bu halka, bu ülkeye ihanet etmiş ve bedelini ödemiş. O defter kapanmış ve geçmişte kalmış. Şimdi kabuk bağlamış, kapanmış bir yarayı kaşımak kime ne kazandırır?..
Aşağıda bir liste verdim, o listedekilerin şimdi olmadıklarını, bizi sırtımızdan kahpece vurmaya devam etmediklerini düşünüyorsanız çok safsınız. Şimdi o listedekilerin torunları, ileri teknoloji ile binlerce yöntem ile binlerce yerden vuruyor. O zaman birlik olmadıkları için kaybettiklerini düşündüklerinden, şimdi hepsi bir olmuş vaziyette, içerde hainlerle, çakallarla, sırtlanlarla dışarıda geçmişten günümüze karşı karşıya geldiğimiz herkesle, bu topraklar için salyası akan akbabalarla, leş kargalarıyla işbirliği içindeler, bir ve bütünler, iriler, diriler ve başarmaya hiç bu kadar yakın değildiler.
Yapacağınız her hamlenin kime ne faydası olacağını iyice düşünmeden yapmayın.
Görünen ve görünmeyen her şeyi gören gözleriniz, söylenen ve söylenmeyen her şeyi duyan kulaklarınız, olan ve olmayan, geçmiş ve gelecek her şeyi bilen aklınız, ihaneti ve kalleşliği, sevgiyi ve merhameti, acıyı ve sevinci taşıyabilen yüreğiniz, evrenin ve dünyanın yaşı kadar bilgeliğiniz, sessiz, sakin ve insanca bir savunmanız yoksa bitersiniz.
Torunlarınızın, PKK’nın, FETÖ’nün, IŞİD’in, intikam çetelerinin, burada adını söyleyemediğim vatan hainlerinin bizimle çarpışırken bu ülkeye ve bu halka yaptıklarının bedelini ödettik diye onlardan özür dilemesini ister misiniz?.
Kimse kusura bakmasın, hiç gerekli değil, hiç derdim değil ama ille de birileri birilerinden özür dileyecekse bizi sırtımızdan vuran, bize karşı çeteler kuran, düşmanla işbirliği yapıp, bizimle göğüs göğüse çarpışan dedelerinin yaptıkları için şimdi hayatta olan torunları bizden özür dilesin.
Çünkü aşağıdaki liste birer isimden ibaret değil, her biri on binlerce vatan evladının şehit oluşunun, yüz binlercesinin sakat kalışının, on binlerce ananın, bacının, kız evladın tecavüze uğramasının bizzat failidirler.
Ben bunların hiçbirinden özür dilemedim, dilemiyorum, dilemem.
Kronolojik sıralaması ile Kurtuluş Savaşı sırasında yaşanan iç ayaklanmalar.
- Ali Batı Olayı (11 Mayıs 1919 – 18 Ağustos 1919)
- Ali Galip olayı (20 Ağustos 1919 – 15 Eylül 1919)
- Birinci Bozkır Ayaklanması (29 Eylül 1919 – 4 Ekim 1919)
- İkinci Bozkır Ayaklanması (20 Ekim 1919 – 4 Kasım 1919)
- Birinci Ahmet Anzavur Ayaklanması (25 Ekim 1919 – 30 Kasım 1919)
- Birinci Düzce Ayaklanması (13 Nisan 1920 – 31 Mayıs 1920)
- İkinci Düzce Ayaklanması (19 Temmuz 1920 – 23 Eylül 1920)
- Şeyh Eşref Ayaklanması (Hart Olayı) (26 Ekim 1919 – 24 Aralık 1919)
- Kızılkuyu Olayı (28 Ekim 1919 – 29 Ekim 1919)
- Apa Çarpışması (28 Ekim 1919)
- Dinek Çarpışması (1 Kasım 1919)
- Demirkapı Çarpışması (15 Kasım 1919)
- İkinci Ahmet Anzavur Ayaklanması (16 Şubat 1920 – 19 Nisan 1920)
- Kuva-i İnzibatiye (18 Nisan 1920 – 25 Haziran 1920)
- Üçüncü Ahmet Anzavur Ayaklanması (10 Mayıs 1920 – 22 Mayıs 1920)
- Birinci Yozgat Ayaklanması/Birinci Çapanoğlu Ayaklanması (15 Mayıs 1920 – 27 Ağustos 1920)
- İkinci Yozgat Ayaklanması/İkinci Çapanoğlu Ayaklanması (5 Eylül 1920 – 30 Aralık 1920)
- Zile Ayaklanması (25 Mayıs 1920 – 21 Haziran 1920)
- Aynacıoğulları Ayaklanması (1918 – 21 Kasım 1923)
- Milli Aşiret Olayı (1 Haziran 1920 – 8 Eylül 1920)
- Cemil Çeto Olayı (20 Mayıs 1920 – 7 Haziran 1920)
- İnegöl Olayı (20 Temmuz 1920 – 20 Ağustos 1920)
- Çopur Musa Ayaklanması (Afyon’da) (21 Haziran 1920)
- Kula Olayı (27 Haziran 1920 – 28 Haziran 1920)
- Konya Ayaklanması (2 Ekim 1920 – 22 Kasım 1920)
- Demirci Mehmet Efe Ayaklanması (1 Aralık 1920 – 30 Aralık 1920)
- Çerkez Ethem Ayaklanması (27 Aralık 1920 – 23 Ocak 1921)
- Koçgiri / Koçkiri İsyanı (6 Mart 1921 – 17 Haziran 1921)
- İntikam Alayı Ayaklanması (Temmuz 1920)
- Pontus Ayaklanması (Aralık 1920 – 6 Şubat 1923
Not: Cumhuriyetin ilanından sonra gerçekleşen ihanet kalkışmaları bu listeye dahil edilmemiştir.