İyiler Ve Kötüler: İyi Ve Kötünün Örgütlenmesi Üzerine

Kötüler kolay örgütlenir. Günümüzde hırsızlık yapmamak, yalan söylememek ve tecavüz etmemek için örgütlenmek gerektiğine tanık olmak mümkün müdür?

Kötüler kolay örgütlenir.

Çünkü kötünün, kötülerin ve kötülüğün birleştirici olmaya ve birleşmeye ihtiyacı vardır. Kötülük tek başına zordur. Kötülüğün yaygınlaşması için tek başınalıktan, çokluğa ihtiyacı vardır. Aksi halde var olması değil ama varlığını sürdürmesi zordur. Bu kötülüğün ontolojisine de ters düşer. Kötü, kötüye ve kötülüğe dönüşebilmesi için büyümek zorundadır.

İyiler zor örgütlenir

Buna karşın iyiler zor örgütlenir. Çünkü iyinin, iyilerin ve iyiliğin kolay örgütlenememesi, örgütlenmeye ihtiyaç duymuyor olmasıyla ilgili bir şeydir. Örgütlenmeye ihtiyaç duymaması iyiliğindendir. İyi, herhangi bir şeyin peşinde değildir. Kendi halindedir ya da halin kendiliğidir.

Örgütlenme işi öncelikle ve doğası gereği ya “karşı olmak” ya da “ele geçirmek” için gereklidir. Dolayıyla amacı da budur. Dolayısıyla iyilerin ve iyiliğin birleşerek büyümek ve daha güçlü olmak gereği ve amacı olmamıştır. İyi ve iyilik ne öncel olarak ne de ortaya çıkışından itibaren “karşı durma” ve/veya “ele geçirme” gibi amacı olmayan naif bir durum, özne, düşünce ve insan olma halidir. Örgütlenme ihtiyacı içinde olmamasının ontolojisi ve sosyal antropolojisi genel olarak bu olsa gerektir.

Düşünün; taş devrinde taşı yontmamak için değil ama taşı kendi hemcinsini yaralamak ve bertaraf etmek için bir araya gelmek gereği ve amacı söz konusu olabilmiştir. Keza tarım toplumunda toprağı ekmemek ve ürünü paylaşmak için değil ama üretileni çalmak, toprağı büyütmek, toprağa el koymak gibi amaç, gerekçe ve nedenler ile örgütlenme söz konusu olmuştur. Sonrası toplumsal değişim ve dönüşümlerde köleliği kurumsallaştırma adına örgütlenme, endüstri toplumlarında sömürü adına örgütlenmenin öncelikli olarak tarihsel düzlemde ve geçmişte yeri çok açıktır.

Günümüzde hırsızlık yapmamak, yalan söylememek ve tecavüz etmemek için örgütlenmek gerektiğine tanık olmak mümkün müdür?

İşte iyinin örgütlenmesi tüm bunların karşıtlığı olarak ortaya çıkan ve gelişen bir gereklilik olarak ortaya çıkmıştır. İlkin değil ikincildir. Dayatmanın sonucu ya ilkin olanın zorunlu karşıtlığı olarak. Buradaki örgütlenme ihtiyacı tamamen kötü, kötüler ve kötülüğün örgütlülüğü sonucu zarara uğramama, el koymaya ve tacize engel olma nedenselliği olarak var olma durumudur.

Sonuç olarak iyilerin ve iyiliğin bir savunma ve/veya hücum etme gerekçesi yoktur. Olmamıştır. Niye olsun ki?

Lakin tarih boyunca yaşanan olaylar zorunlu olarak kötülüğe ve kötülerin egemenliğine karşı bu ihtiyacı dayatmış ve ihtiyaç gereklerini ortaya çıkarmıştır. Diyalektiğin nesnel sonucu yani kötülüğün ve kötülerin egemenliğinin karşıtı olarak.

İşte aydınlanma hareketleri, reform, Rönesans, demokrasiler, sosyalizm, kadın hakları, insan hakları, hayvan hakları, işçi hakları ve benzeri tüm yapı ve örgütlenmeler bu nesnel ihtiyaçların ürünü/sonucudur.

Bu memlekette ve tüm dünyada süreç ve dönem, iyilerin ve iyiliğin örgütlenme ihtiyacının en yoğun olduğu ya da olması gerektiği anları yaşıyoruz. Çünkü çoğu kez olduğu gibi yine diyalektiğin nesnelliği buna zorluyor iyileri ve iyiliği. Örgütlenerek bir kez daha karşı olmaya.

Buradaki yakıcı konu/soru şudur; İyi, iyilik ve iyilerin sadece karşı durmak üzere örgütlenmesi ihtiyacı ve gereği, tüm dünyada artık iktidar olma ihtiyacı, gereği ve amacına ne zaman evrilecektir. Diğer söylemle iyi, iyiler ve iyiliğin bundan böyle amacı “iktidar olmak” üzere örgütlenme olacak mıdır?

 

İsmail Topkaya

 

 

 

 

 

 

Kaynak: https://indigodergisi.com/2016/11/iyi-ve-kotunun-orgutlenmesi/