Bir gün Tanrı, on iki çocuğunu karşısına alıp her birinin avucuna insanoğlunun tohumlarını bıraktı. Sonra her bir çocuk, kendine bahşedilen hediyeyi almak için sırasıyla birer adım öne çıktı. Tanrı:

KOÇ! Sana ilk tohumu ekme onurunu veriyorum. Ektiğin her bir tohuma karşılık elinde bir milyon tohum bulacaksın, fakat onların büyümelerini görecek vaktin olmayacak. İnsanların aklına ben’i yerleştirecek ilk kişi sen olacaksın, fakat bu düşünceyi geliştirme ya da hakkında soru sormak senin görevin olmayacak. Yaşamının sebebi eylemdir ve bu eylem insanlara benim yaratıcılığımı haber verecektir. İyi çalışabilmen için sana kendini beğenme özelliğini veriyorum.” Ve Koç sessizce yerine çekildi.

BOĞA! Sana tohumu madde haline getirme gücünü veriyorum. Başlanmış olan bütün işleri senin bitirmen gerektiği için görevin çok sabır istemektedir, aksi halde tohumlar rüzgârda savrulup kaybolacaktır. Yapmanı istediğim bu görev için soru sormayacak, işin ortasında düşünceni değiştirmeyecek ve başkalarından destek beklemeyeceksin. Bunun için sana güçlülüğü veriyorum. Onu akıllıca kullan.” Ve Boğa yerine çekildi.

İKİZLER! Sana insanların çevrelerinde gördükleri şeyi anlamalarını sağlayabilmen için cevapsız sorular veriyorum. İnsanların neden konuşup, neden dinlediklerini hiç bir zaman bilmeyeceksin, fakat cevap bulmak için yapacağın araştırmalarda sana armağan olan bilgi‘yi bulacaksın.” Ve İkizler yerine çekildi.

YENGEÇ! Sana, insanlara duyguyu öğretme görevini veriyorum. Bütün duyguyu yaşayarak öğrenmeleri ve olgunluğa ulaşmaları için onları hem ağlatıp hem güldüreceksin. Sana olgunluğu hızla arttıracak olan aile armağanını veriyorum.” Ve Yengeç yerine çekildi.

ASLAN! Sana yaratıcılığımın tüm görkemini dünyaya gösterme görevini veriyorum. Ancak azametinde dikkatli olmalı ve bu yaratıcılığın senin değil, benım olduğunu daima hatırlamalısın. Eğer bunu unutursan insanlar seni küçük göreceklerdir. Bu görevi iyi bir şekilde yerine getirirsen büyük haz duyacaksın. Bunun için sana armağanım onur‘dur.”. Ve Aslan yerine çekildi.

BAŞAK! Senden insanların benim yarattıklarımla neler yaptıklarını sınamanı istiyorum. Onların ne yaptıklarını dikkatlice inceleyip kusurlarını hatırlatacaksın ve böylece benım yarattıklarımı iyice öğrenmelerini sağlayacaksın. Sana bunu yapabilmen için saf düşünce’yi armağan ediyorum.” Ve Başak yerine çekildi.

TERAZİ! Sana insanların birbirlerine karsı olan görevlerini hatırlayabilmeleri için hizmet erdemini veriyorum. Böylece insanlar işbirliğini öğrenecek ve kendi davranışlarının diğer yönlerini de yansıtma yeteneğini edineceklerdir. Ve uyumsuzluk olan ger yere seni yerleştireceğim ve bu gayretlerin için sana armağanım sevgi‘dir.”

AKREP! Sana çok güç bir görev veriyorum. İnsanlara düşündüklerini anlama yeteneği verdiğim halde, anladıklarını söylemene izin vermeyeceğim. Birçok kez gördüklerinle acı çekecek ve bu acı ile benden uzaklaşacaksın. Bu acının benden değil benim yanlış anlaşılmış olmamdan doğduğunu unutacaksın. Birçok insanı hayvan gibi görecek ve onların hayvansal içgüdüleriyle öylesine uğraşacaksın ki yolunu şaşıracaksın, fakat sonunda gene bana döneceksin. Akrep sana en üstün armağanım olan amaç’ı veriyorum.”

YAY! Senden beni yanlış anlayıp çaresizliğe düştüklerinde insanları güldürmeni istiyorum. Güldürme insanlara umut verecek ve bu umutla insanların gözlerini bana çevirmelerini sağlayacaksın. Birçok kişinin yaşamına yalnız bir an için girecek ve girdiğin her yaşantıdaki huzursuzluğu tanıyacaksın. Sana Yay, karanlıktaki her köşeye erişip aydınlatabilmen için sonsuz bereket veriyorum.”

OĞLAK! Senden insanlara çalışmayı öğretmen için alın terini istiyorum. Tüm insanların yükünü omuzlarında taşıyacağın için bu görev hiç de kolay değildir. Ama bu boyunduruğun yükü için senin ellerine insanlığın sorumluluğunu koyuyorum.”

KOVA! Sana insanların tüm olanakları görebilmeleri için gelecek kavramını veriyorum. Benim sevgimi kişileştirmen için yalnızlık acısını çok duyacaksın. İnsanların gözlerini yeni olanaklara çevirebilmeleri için sana özgürlüğü armağan ediyorum.”

BALIK! Sana hepsinden daha güç bir görev veriyorum. Senden insanların üzüntülerini toplayıp bana geri getirmeni istiyorum. Senin gözyaşların sonunda benim gözyaşlarım olacak. Senin topladığın üzüntüler insanların beni yanlış anlamalarından doğmuş üzüntülerdir, fakat senin onlara vereceğin şefkatle onlar yeniden beni anlamaya çalışacaklardır. Bu güç görev için sana en büyük armağanımı veriyorum. Sen on iki çocuğum arasında benı tek anlayan olacaksın, fakat bu anlayış yalnız senin içindir, sen onu insanlara anlatmak istediğinde onlar seni dinlemeyeceklerdir.” Ve Balık yerine çekildi…

Tüm çocuklar işlerini en iyi şekilde yapıp Tanrı’nın mükafatlarına nail olma arzusundaydılar. Fakat ne üzerlerine düşeni, ne de kendilerine bahşedileni kavrayabilmişlerdi. Acizlikleriyle Tanrı’ya sığındıklarında Tanrı, “Her birinizin gözü bir başkasının kazancındadır. Öyle olsun, armağanlarınızı gönlünüzce takas edin o zaman!” dedi. Sonra her bir çocuk sevinçten havaya uçup hangi görevi istediğini düşünmeye koyuldu. Tanrı gülümseyip, “Şüphesiz ki daha pek çok kere bana gelip görevinizden alıkonulmayı talep edeceksiniz. Ben ise her seferinde isteğinizi size bahşedeceğim. Size verdiğim asıl görevleri layıkıyla yerine getirene kadar sayısız hayatlar yaşayacaksınız. Alın size sonsuz zaman, lakin unutmayın ki ancak işinizi tamamladığınızda Ben’i bulacaksınız.”

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: